Altar, Türkçe ismi ile sunak. Sunak şu demek, Yaradan’a, ilahi sisteme bir şey sunmak için kurduğunuz yapıya deniyor. Bu sözlük anlamı. Altarın daha geniş anlamına baktığımız zaman altar; bir çalışma alanı yaratmak demek. Sizin İlahi Mekanizma ile tam hizalandığınız alan yaratmak.
Simya, ezoterik manada ifade edersek; sizin bir çalışma alanı yaratmanız. Bu alanı yarattığımızda ne oluyor; İlahi Mekanizma ile tam hizalı bir alan oluşturuyoruz. Dolayısıyla bir çember oluşturuyoruz aynı zamanda. O çalışmayı İlahi Mekanizmanın tam desteğiyle yapmanızı sağlıyor.
Bizim merkezde olmamızı sağlayan, İlahi Mekanizma dışında başka şeylerin çemberin içinde dahil olmamalarını, bizim çalışmayı sadece İlahi Merkezde yapmamızı sağlıyor. Altar kurmak bir yandan da güvenli alan yaratmak anlamına geliyor. Yani sizin çalışmayı yapacağınız dış dünyadaki sizin çağırmadığınız hiç bir şeyin gelmediği bir alan yaratmak. Çalışmanız daha saf halde oluyor.
Tasavvufta ya da İslam tarafında altara örnek verirsek; caminin minberi altardır. Camilerin kendisi de altardır bu arada. Çünkü cami yapılarına dikkat ederseniz genellikle dairesel kubbeler kullanılır. Bu kubbeler piramider yapılar gibi enerjinin yukarıya doğru yayılımını, aynı zamanda yukarıdan aşağıya doğru dairesel bir şekilde aşağıya inmesini sağlar. Yani caminin içindeki yayılım daireseldir genellikle. Bir camideki altar minberdir. Kilisedeki altar İsa’nın, haçın olduğu yerdir. Altar sadece Paganların, Şamanların kullandığı bir şey değil. Altar bir çalışma alanı yaratmak demek. Cami, kilise, tapınak bir çalışma alanıdır.
Bir çalışma alanı yaratmanın amacı; orada enerjiyi sürekli depolamak. Altarda hangi araçlar varsa, bu minber de, kubbe de olabilir; sürekli enerji ile yüklenir. Siz her gün çalışma yaparsınız orada, her gün enerjiyle yüklenir. Dolayısıyla o taşlar, minber artık enerji yüklü bir istasyondur.
Diyelim ki elinizde obje var, onu her gün enerjiyle yüklediniz. Hintliler buna yantra diyorlar. Yantra demek, bir şekil, objenin enerji ile yüklenmesi anlamına geliyor. Yani siz oturdunuz, elinizde obje var, bu bir asa olabilir, herhangi bir taş olabilir. Her gün ona bir mantrayı, bir şeyi söylediğinizde, o şeye odaklanarak o şey madde ne olursa olsun enerjiyle yüklenir. Buna Yantra İlmi denir. Yantra, maddelerin enerjiyle yüklenmesi anlamına geliyor. Her gün enerjiyle yüklediğinizde o taş bir kutsanmış, sizin, Yaradan’ın ışığıyla şarj edilmiş, kullandığınız bir teknolojik cihaz gibi. Dolayısıyla onu eline aldığında bir kişi şifalanabilir. Neden? Belki bir yıldır onun üzerine enerji yüklediniz. O bir yantradır.
Kabe’ye gidenler bilir; Kabe’nin ne kadar güçlü bir enerjisi olduğunun farkına varırlar. Çünkü Kabe’de her gün milyonlarca insan o taşa bakarak, o yapıya bakarak enerji yüklüyor. Sürekli, sürekli bir dönüş var. Şunu da görüyorsunuz, hiç ismi duyulmamış, mahalle arasında mescid veya camiye bile gitseniz bir huzur hissediyorsunuz. Evinizde hissettiğinizden farklı bir huzur bu. Bunun coğrafi etkiyle alakası yok demek ki. Siz bunu evinizde de yapabilirsiniz anlamına geliyor. Evinizde yaptığınızda ismi altar oluyor. Bunu kendi ortamınızda yaptığınızda böyle bir yapıyı, aynı yerde, aynı şekilde, sürekli ibadet, çalışma yaptığınız alanın ismine altar deniyor. Amacı; sürekli, aynı yerde çalışma yaparak oranın bir kendiliğinden enerji istasyonu haline getirmeye altar deniyor.
Bir camiye girdiğinizde ağrınız geçebilir. Neden? Sürekli ibadet yapılıyor çünkü, namaz kılınıyor, dua ediliyor. Kiliseye gittiğinizde huzur hissediyorsunuz, sürekli ayinler, çalışmalar yapılıyor orada. Tapınağa gittiğinizde de hissediyorsunuz.
Bu altarı ne kadar güçlendirirseniz o kadar güçlü etki yapıyor. Ölümsüz Üstatların Yaşam ve Öğretisi’nde Emile’in bahsettiği tapınağı düşünelim mesela. Oradaki tapınağa insanlar “sakat” girip “eksik” organlarla girip normal yürüyüp koşarak çıkan insanlar. Hiç iyileşmeyecek sedyede girip yürüyerek çıkan insanlar. Emile şunu söylüyor; aslında bu tapınağın ekstra bir özelliği yok. Sadece biz buraya binlerce yıldır; sevgi, uyum, huzur ve barış dışında hiçbir şeyi yerleştirmedik. Sürekli bu titreşimlerle beslendi. O yüzden giren sürekli o enerji ile beslendiği için negatif bile düşünemiyor.
Olumsuz bir düşünce bile aklından geçemiyor. Hatta deniyor oradaki bilim insanları, düşünemiyorlar. Altarınızı buraya kadar çıkarabilirsiniz. Öyle bir güçlendirirsiniz ki her gün orada çalışma yaparak belki altarın bulunduğu yere giren şifalanıp çıkabilir. Siz hiçbir şey yapmadan. Sürekli enerji yüklenen bir alan haline geldiği için altarın çalışmanızı güçlendirici bir etkisi var.
Bir yandan da sizin çalışmaya daha hızlı girmenizi sağlıyor. Mesela evinizde ya da bulunduğu alanda, mobil de olabilirsiniz. Orada bir altar oluşturabilirsiniz sonuç olarak. Her gün orada çalışma yaptığınızda, sizden sonra oraya gelen şifalanabilir. Aynı zamanda siz de orada çalışma yaptığınızda çok daha kolay girmeye başlarsınız. Orada çalışma yapıyorsunuz, 3-5 dk meditatif hale geldiniz, sonra tekrar yapıyorsunuz çalışmayı. Bir gün öyle bir hal olur ki, siz daha o alana girdiğiniz anda enerji çalışmaya başlar, dengelenebilirsiniz. Çünkü orada bir vorteks, alan yarattınız. Burada oluşturduğunuz o enerji çemberi, o çalışmayı çok daha güçlü bir şekilde yapmanızı sağlıyor. Altar kullanmamızın sebebi bu.
Altarı Nasıl Kuruyoruz?
Öncelikle evinizde bir bölümü, bölgeyi, yeri seçmenizi tavsiye ediyorum. Bulunduğunuz yerde bir yer. Nerede çalışma yapmak size daha iyi geliyorsa orasını seçmenizi tavsiye ederim. Oturma odanız da yatak odanız da olabilir. Önce alan belirliyoruz. Alan içinde masaya ihtiyaç var, üzerinde malzemeler, elementler olacağı için aynı zamanda. Dairesel veya kare bir sehpa olabilir. Yer belirliyoruz, çalışma yapacağımız alanı.
Bu arada altarı kurduğunuz ve çalışma yaptığınız taraf olarak şunu söyleyebilirim. Altarı kullanırken siz eğer Ocak-30 Haziran arasında iseniz kuzeye bakıyorsunuz. Temmuz-31 Aralık arasında güneye bakıyorsunuz. Böyle yapmanın senenin döngüleriyle de hizalanmayı getirdiğini gördük. Senenin yaz ve kış döngüsüyle hizalanmayı yarattığını gördük. İlahi Mekanizma ile de aynı zamanda doğanın döngüleriyle de uyumlu hale getirmek önemli. Şu anda kuzey dönemindeyiz.
Hz Muhammed ilk ona bilgiler geldiğinde namazla ilgili, Kudüs’te bulunan Mescidi Aksa’ya doğru yapıyormuş, Kabe’ye dönerek değil de. Uzun süre o tarafa dönüyor, bir seferinde yine imamlık yapacak, dönerken arkaya doğru dönüp bundan sonra Kabe’ye dönerek yapacağız diyor. Bazen sistem güncellemeler yapıyor uygulamalar konusunda. Sistemin döngülerinden de kaynaklanıyor.
Altarınızı kurdunuz, diyelim ki o taraf kuzey, çalışma yaparken altarınızı biraz öne çekip yaparsanız güneye doğru bakabilirsiniz. Direkt evinizin kuzey veya güney tarafına kurabilirsiniz. Masayı yerleştiriyoruz öncelikle ve sonra altarımızı kurduğumuz alanı fiziki ve enerjisel olarak temizlenmesini tavsiye ediyorum. Mutlaka mekan temizliği yapacağız, biliyoruz. Suyu, tütsüleri özellikle adaçayı tütsüsü mekan temizliğinde kullanabilirsiniz. Üzerlik ya da adaçayı yakabilirsiniz. Hem enerjisel hem de tütsü ile temizleyebilirsiniz.
Altarda Sabit Olarak Olması Gerekenler
Altarı kurduk, temizliği yaptık, enerjisel olarak da daha saf. Altarda sabit, mutlaka olması gereken şeyler var. Biri pentagram, 5 köşeli bir yıldız olacak altarınızın tam ortasında. Yani böyle bir masanın tam ortasında 5 köşeli yıldız olacak. İstediğiniz şekilde yapabilirsiniz. Kendi elinizle bile çizebilirsiniz büyük kağıda.
Pentagram 5 köşeli yıldız. 6 köşeli yıldız merkabahtır, 5 köşeli yıldız pentagram. Penta 5 demek. 6 köşeli Davut yıldızında olduğu gibi pentagrama da önyargıları var insanların.Herhangi bir sembolle ne niyetle çalıştığınız önemli. Pentagram, aynı zamanda tasavvufta da kullanılır. Bayrağımızda da var ezelden beri Orta Asya’dan beri. 5 köşeli yıldız, 4 elementi ve yaratan ruhu temsil eder. Hava, ateş, su ve toprak, yukarıdaki de ruh, spirit yani civa. Kaynağın Ruhu, bütün elementleri yaratan ana unsur vardır.
5 köşeli pentagramda Kadim zamanlardan beri Atlantis’ten beri elementleri temsil ediyor. Özellikle Ledun İlmi’nde konuşmuştuk elementlerin buraya nasıl geldiğini. Elementlerin bu dünyada varoluşla çalışması açısından ne kadar önemli olduğunu, maddeyle, yaşamımızla ne kadar ilgili olduğunu ifade etmiştik. Yaradan’ın enerjisinin burada forma girmiş hali. Elementlerin anlamı; Yaradan’ın enerjisinin, ışığının forma girmiş hali. Burada elementlerle çalışmak Yaradan’ın ışığıyla çalışmaktır aynı zamanda. Yaradan’ın ışığını temsil eden mutlaka bir pentagram, altarın ortasında.
Pentagramın iki kullanım şekli var. Bunu negatif niyetli olanlar her tarafında Yaradan’a hizmet ettiğini bilerek az ya da çok, geri ya da ileri. Pentagram eğer iki ucu yukarı bakıyorsa bu çok iyi bir şey değil. Çünkü ruhu ikinci plana, aşağıya almak. Bu madde dünyasını daha fazla destekleyen bir şey. Ruhsal dünyayı değil de maddeye gömülmüş bir hali. Ters pentagram. O yüzden pentagramı kullanırken siz ne tarafa doğru iseniz siz kuzeye bakıyorsanız, pentagramın üst ucuna doğru bakıyorum. Kuzeye bakıyorsunuz, pentagramınızın üst ucu kuzeyi göstermeli.
Altarı kullanırken her elementi temsil eden araçları üzerine konuşacağız. Altarda 4 elementi de temsilen mutlaka bir şey olmalı.
Su elementini temsilen kase içinde su olabilir. Biz deniz kabuğu içinde su koyuyoruz.
Ateş elementini temsilen mum. Kandil de olabilir sürekli yanan.
Toprak elementini temsilen bir taş. Ama hani kristal değil de normal bir taş.
Kaya tuzu kullanabilirsiniz. Deniz tuzu daha çok su elementini destekliyor.
Tabağa tuz koyduğunuzda o da toprak elementini temsil eder. Çakıl taşı da olabilir.
Hava elementini temsilen iki şey kullanabilirsiniz. Tüy hava elementini temsil ediyor. Aynı zamanda erk hayvanları temsili. Tüy hava elementi ile çalışan kuşlar hava elementini temsil ediyor aynı zamanda. Kuş tüyü de hava elementini temsilen kullanılabilir.
Aynı zamanda tütsü de hava elementini temsil ediyor. Difüzör olabilir. Yağdanlık olabilir. Tütsü hava elementi ile beraber ateş elementini de temsil ediyor.
Altarınızın üzerinde bu 4 elementin temsilinin mutlaka durmalı. Her çalışma yaptığımızda altarın bütün o temsillerine enerji yüklüyoruz, her çalışmada. Altar sürekli enerji yüklenmiş bir şekilde kalıyor. Sizin oradaki çalışmalarınızda çok daha güçlü bir etki bırakıyor.
Altarımızı kurduktan sonra ortaya bir pentagram ve elementleri temsilen şeyleri kullanıyoruz. Altarınızda sağda havanın, solda suyun; sağ altta toprağın, sol altta da ateşin olduğunu görüyorsunuz. Altarın üzerine elementleri yerleştirme şeklimiz bu şekilde. Üst ucuna bir şey yerleştirmiyorsunuz.
Toprak kase içinde su kullanabilirsiniz. Altarın temel olarak olması gereken şeyler: Onun dışında kristallerinizi koyabilirsiniz. Kristallerinizi altarınızın içine koymanız onların da yüklenmesini ve güçlenmesini sağlar. Altar kurduysanız enstrümanlarınızı atlarınızın içine koyun, onlar daha da yüklenir. Altarda minimum bulunması gerekenler; pentagram, 4 elementin temsili. Sevdiğiniz şeyleri de koyabilirsiniz.
Çalışma yaparken tavsiyem altara çember kurmak. Altarda çalışırken bir çember açmak. Çember bütün Kadim İlimlerde Yaradan’ın ışığının projeksiyonunun temsilidir. Yani çember ya da dairesel şekiller, Yaradan’ın ilk patlamadan itibaren dışarıya doğru yayıldığı, kendisini projekte ettiği enerjiyi temsil eder. Hatta astrolojide de çember ortasında nokta, güneşi sembolize eder. Çemberin Kadim zamanlardan kullanıldığı anlamı bu. Hatta bu yüzden genellikle zikirlerde halkalar yapılır. Bunun etkisi çok güçlüdür, tasavvufta da bu kullanılır. Çember bu arada Şamanların da aynı zamanda kullandığı enstrümanlardan biri. Çember İlahi Mekanizma ile bağlantılı bir alan yaratmanın dışında bir yandan da çağrılmamış herhangi bir varlığın da içeriye girmemesini sağlıyor. Bu fiziki ve ruhsal olarak geçerli.
Şamanlar çalışmalarını doğa da yapıyorlar, akrebi var, yılanı var, kurdu var. Doğada çalışma yapıyorsanız, gözleriniz çalışma yapmak için kapalıysa bir yandan. Şamanlar çemberi çizerek kendilerine alan yaratıyorlar, bu alana da çizdiklerinde hiçbir fiziki varlık girmiyor. Şamanların çember kurmalarının sebebi, o varlıkların da çembere saygı duymaları için bir alan yaratmak. Çember kurmanın sadece ruhsal olarak bir etkisi yok aynı zamanda fiziksel dünyadaki varlıkların da alana girmemesini sağlıyor.
Çember kurduğunuz zaman kaldırmanız da gerekiyor. Çemberi kurmak ve kaldırmak diye bir şey var. Çalışmayı bitirdikten sonra çemberi de toparlamanız gerekiyor. Çünkü evinizde özellikle ev hayvanınız varsa çember konusunda rahatsızlık , sınırlandırılmış hissedebilirler.
Soru: Dışarıda nasıl çember kuruyoruz?
Aynı şekilde. Dışarıda çember kurarken doğada çemberi çizmenin yanında isterseniz çemberi belirleyebilirsiniz de. Yani çemberin alanını fiziki olarak da belirleyebilirsiniz. Hatta bazı Şamanlar asalarını yere vurup yerde bir çemberi bildiğimiz fiziki olarak çiziyorlar. Hatta çember kenarlarına taşlar koyuyorlar. Bunu yapmanıza gerek yok ama ufak böyle fiziki çemberler de kurmanız gerekebiliyor.
Çemberi Nasıl Kuruyoruz?
Çember kurmak için iki şey var: Çok az bir ihtimalle çemberi kurmanın şeylerinden biri de kılıç. Çok az kullanılıyor, genellikle Paganlar kullanıyor. Kılıçla da çember kurulabiliyor. Savaş için değil aynı Mikail’in kılıcı gibi arınma için kullanılıyor. Keskin odağın sembolüdür kılıç. Odağınız keskin bir bıçak gibidir, sırat köprüsü gibi. Odağınız bir an pat diye öbür tarafa düşer. O yüzden keskinliği temsilen kılıcı kullanabiliyor Şamanlar.
Çemberi sizi, altarınızı de içine alacak şekilde kuruyorsunuz. Buna uygun genişlikte çember çiziyoruz asamızla. Nasıl çizeceğiz? Altarım kuzeye doğru bakıyor. Çemberi çizmeye kuzeyden başlıyorum. Pentagramım ucu kuzeye bakıyor. İsterseniz bir niyet yapabilirsiniz. Yapmak durumunda değilsiniz. Çember çizme niyetiniz yeterli, ekstra bir niyet yapmanıza gerek yok.
İsterseniz şöyle bir niyet yapılabilir: Şu anda varlığımı Yaradan’la tam bütünleştirecek bir çember kurmaya niyet ediyorum. Çember kurma niyetiniz belli olduğu için ayrıca niyet yapmanıza gerek yok.
Bu çemberi çizerken birincisi şunu tavsiye ediyorum; meditatif hale gelmenizi. Altarda çalışma yaparken bunu alışkanlık haline getirin. Altarda çember bile çiziyor olsanız hafif bir meditatif hale gelmenizi, derin nefesler alıp gevşeyip alfa bilincine gelip yapıyoruz çalışmaları. 3-5 dk kalp odaklı bir nefes çalışması da yapabilirsiniz. Çalışmanın daha güçlü olması için.
Sonra altarımıza çemberi çizerken nereye çiziyorsanız çizin çemberi görmeniz gerekiyor. Yani sadece çizmiyoruz bir yandan da sanki etrafta ışık hattı oluşturuyorsunuz gibi. Şerit şeklinde ışık hattı oluşturduğunuzu görün. Çünkü çizmenin yanında imajinizasyon çok önemli. Görüntüleme her şey! Aslında o çemberi oluşturan sizin o çemberin olduğunu görmeniz. En önemlisi bu. Gözlemci etkisi, kuantum fiziğinde sürekli bu söyleniyor. Sizin onu görmeniz gerekiyor.
O yüzden çemberi çizerken sadece çizmeyin sanki elinizin ucunda bir ışık var, ışın kılıcı gibi ve buraya çember çiziyor gibi düşünün. Ben kendi etrafımda
döndükçe bir çember oluşuyor. 1. dönüşüm bu. 2. turu atıyorum. Çemberimin ışığının bir tık daha yükseldiğini görüyorum. 3. turu atıyorum. Tamamlanıyor. 3. turda çemberi tam yerleştirdiğinizi, ışığını kalınlaştırdığınızı görmenizi tavsiye ediyorum. Yani boya yapıyorsunuz, boyaya kat atmak gibi düşünün.
Çemberi kurdunuz, çalışma yaptınız, kalp odaklı nefes çalışması da yapabilirsiniz. Işık indirebilirsiniz, şifa yapabilirsiniz. Biz mesela toplu şifalarımızı hep çember açarak yapıyoruz. Serbest bırakma yapabilirsiniz, daha rahat olur. Ledun ilmi çalışmaları, diğer çalışmaları yapabilirsiniz. Çalışmayı yaptınız bitti, çemberi kaldırmak için bu kez sola döndürerek kaldırıyoruz çemberimizi. Sola doğru dönüyorum 1, 2, 3 tur. Çemberi kurarken normalde 3 kez dönüyoruz. Kaldırırken genellikle bir kez dönüp kaldırmam yetiyor. Çünkü toparlamak, kaldırmak anlamına geliyor. Tekrar 3 kez dönmenize gerek olmuyor ama. Normal şartlarda bir kez dönmeniz yeterli kaldırmak için. Çemberi kapatma diyoruz buna. Çemberi açmak için 3 tur dönüyoruz. Kapatmak için bir tur geriye doğru, ters yöne dönmeniz yeterli.
Çemberi açtıktan sonra çemberin içinde ve altarımızda çalışma yapıyoruz. Şunu denemenizi tavsiye ediyorum: Bir altar kurup çalışma yapıp bir de altar olmayan bir yerde çalışma yapıp farkını anlamanızı tavsiye ediyorum. Bu ay kurduğunuz altarınızda çalışma yaparken ya da başka bir yerde çalışma yaparken altarınıza çember kurmadan çalışma yaparken arasındaki farkı görmenizi istiyorum. Çünkü arada epey fark var. Çemberde çalışma yapmakla çemberde çalışma yapmamak arasında çok büyük fark olduğunu çemberle çalışma yaptığınızda görüyorsunuz. Çok büyük bir gücü oluyor.
Soru: Dışarıdan birini çembere alabilir miyiz?
Onun iznini alarak alabilirsiniz. Şifa yapıyorsanız, biz şifa yaparken şöyle yapıyoruz; toplu şifa grubunda yaklaşık binlerce kişinin üzerinde isim oluyor. Bütün o isimleri açtığımız çemberi içine alıyoruz. Önce oraya alıyoruz, şifalayıp çemberi kapatıyoruz. Oraya gelen bütün ruhları geri varlıklarına uğurluyoruz. Çember çalışması yaparken isterseniz çembere başkalarını alabilirsiniz.
Sonuç olarak bir Simyacı olarak biliyoruz ki Yaradan camide, kilisede, havrada değil, O her yerde biliyoruz. Ama sonuç olarak bir kilise, cami ya da tapınak kurmanın da önemini biliyoruz. Burada dolayısıyla Simyacı bu ikinin arasında duruyor. Birileri bazen insanlar Kabe’nin yapısına hayrandır, bazı insanlar Kabe’nin bulunduğu coğrafyaya hayrandır, bazı insanlar Kabe’nin taşına hayrandır, bazı insanlar putuna hayrandır, bazı insanlar caminin yapısına, güzelliğine hayrandır. Bazı insanlar bunların tamamının tersini düşünürler. Bunların tamamını saçma diye düşünürler. Neden camiler, kiliseler var diye düşünürler. Neden tapınak kuruyoruz, her yerde değil mi Yaradan?
Biz biliyoruz ki Simyacı olarak ya da ruhsal yolda yürüyenler olarak; Yaradan’ı kilisede, camide, havrada ya da herhangi bir yerde bulamayacağınızı, O’nun her yerde olduğunu, bir çiçek, böcek içinde de olduğunu, O’nun olduğunu ya da güneşin içinde de olduğunu, her yerde O’nun olduğunu biliyoruz. Kutsal bir alan kurmanın nedeni; Yaradan’a ulaşmaktan ziyade, orada size bir çalışma alanı yaratmaktır. Caminin, Kabe’nin nedeni de odur. Kabe’nin çok güçlü bir enerji alanı olmasının sebebi; Dünya’daki herkes bir altara doğru dönüyor. Aynı yere her gün enerji yüklemesi oluyor. Ki farkında olmasalar bile bunun bir gücü var. Bir de şunu düşünün; bütün Dünyada Kabe’ye dönen insanların, bunu yine yaptıklarını bilerek yaptıklarını düşünün. O zaman Kabe’nin enerjisi tüm Dünyaya yetebilir.
Herkes her gün milyonlarca insan Kabe’ye dönüyor. Bunu gerçekten orayla bağlantı kurarak yapsalar, Simyacı bilinci ile o zaman Kabe bir istasyonun çok daha üstünde bir şey olur. Simyacı bu ikisinin de kıymetini biliyor. Oraları sizin yarattığınız enerji istasyonları gibi. Orası işinizi kolaylaştırıyor. Mesela evinizde altar yaratmak, altarsız çalışma yapabilirsiniz. Ama altar yaratmak çalışmanızı çok daha kolay hale getiriyor. Daha az çaba ile daha yüksek düzeyde bir çalışma yapıyorsunuz.
Böyle bir çember kurduğunuzda ne oluyor? Siz çemberi diyelim ki canlı yayında video başında açtınız sonunda kapattınız. Sizin videonuzu 50 yıl sonra izleyenler de o çalışmayı izlerken aynı enerjinin içine girecekler, video bitince çıkacaklar.
Kryon’un kanallıklarında okuduysanız; bazen şunu söyler, 1990’larda yaptığı bir kanallık var. Şu an sana hitap ediyorum dinleyici der. Yani şu an buradaki topluluğa hitap ediyorken aynı zamanda seneler sonra benim karşımda beni okuyacak kişiye de hitap ediyorum ve onun omuzuna dokunuyorum der.
Aynen bununla bağlantılı. Diyelim ki siz bir kanallık yaptınız, çalışma yaptınız ve çember içinde yaptınız. O yazıyı paylaştığınızda o yazıyı her okuyan sizin o andaki enerjinizi alacak, orada akan bir şifa varsa onu o an alacak. İstediği zaman okusun. O yüzden zamansız bir şey oluyor çember kurduğunuzda. Ses kayıtlarında da öyle oluyor. Sonradan dinleyenler o enerjiyi hissettiklerini, tabii ki belki tam oturum gibi olmuyor ama yine de o enerjiyi hissettiklerini söylüyor. Çemberin etkisi çok güçlü; zamansız ve mekansız bir yere taşıyor.
Kurs Önizlemeleri
Bunu paylaş:
Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.