Affedememe bazen bizleri o kadar rahatsız eder ki gündelik yaşamımızda üzerimizde yük olur. Sabah uyandığımızda yaşamımıza bakamayız ve her yanımızda farklı ağrılar oluşur. Bir türlü yaşamdan tat alamaz ve kendi yaşamımızı düzenleyemeyiz. Oysa affedilme başarı bir şekilde gerçekleşse belki de yepyeni yaşamın yepyeni hediyeleri her bir yanımızda bizimle olacak. Ne fırsatlar, ne güzellikler ve ne kariyerler kaçırdığımızı hiç bir zaman öğrenemeyiz.

Tek sebep nedir?

Affedemediğimizden bizler de affetmemenin yükünü taşırız. Oysa affetmek aslında kendini yaşamda özgür bırakmak demek olduğunu anlasaydık belki de her şey daha iyi olacaktı. Yaşamı daha güzel yapmak var iken neden zorlaştırmak? Zaten zamanında yeterince acı çekmedik mi? 

Bu acı yüzünden zorlanmadık mı? Bu acıyla yaşamımızın en değerli anlarını kaybetmedik mi? Giden zamanı kaybetmedik mi? Zamanı da geri getiremeyeceğimize göre kendimize neden ve niçin bu denli zorluk çıkarıp yaşamayı zorlaştırırız. Aslında tüm bu soruların nedeni çok basit. O acı çeksin diye düşünürken ve isterken aslında acı çekenin biz olduğumuzu unuturuz. Belki affedilmeyi bekleyen asıl suçlu her şeyi çoktan unuttu ve belki de yepyeni bir yaşam kurdu. Biz ise o yük sayesinde umarken daha çok acı çekmeye başladık.

Olayın gerçekleştiği zaman belki de daha az acı çekmişizdir. Onun mutlu olduğunu gördükçe daha da acı çekmek ve yaşamını rafa kaldırmak aslında kendin için yepyeni bir acı anı demek değil midir? 

Acıyla yoldaş, umutla kardeş ve kendinle düşman.

Bu söz hoşuna gitmedi mi? Oysa bir çok insan bu yaşamı kendisine kendisi zorlaştırır. Değer miydi? Giden zaman onun değildi senindi? Senin olan her şeyi böyle hunharca harcama konusunda cömert misin? 

Yaşam acımasız değildir? Onu acımasız yapan kendimize olan bakışımız ve davranışımızdır. Sen kendine değer vermezsen kim sana değer verir. Sen kendini affetmezsen kim seni affeder? 

Sorunun cevabı: Hiç kimse..

Unutmak ki yaşam denen şey şeffaftır. Sabah uyandığında ona ne verirsen o da sana onu verir ve sana o doğrultuda deneyimler sunar. Her şeyin ters gittiğinde kendini affederek başlamak en büyük adımın olacaktır. Oysa bir çok insan aslında kendisine küs ve kendisine kırgın olarak yaşamını devam ettirir.

Kendine kırgınlığını onar affet ve özgürleş… Yoksa yaşam seni affetmez, çünkü yaşam en acımasız öğretmendir. Öyle veya böyle sana yanlış yolda olduğunu elbet gösterecektir. İşte o yaşam öğretmenin sana en acı deneyimini sunmadan affederek özgürleşme yoluna başla.

UNUTMA: Sen varsa yaşam var. Sen yok o da yok.. 

Share this content:


Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Cevap Yazın

Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin