Gelişmiş bilgi kapasitesi. Merkürü güçlü olan kişilere baktığınızda; çok fazla bilgi ile haşır neşir olduklarını görüyoruz, İkizlere bakın Başaklara bakın.
Gelişmiş entelektüel ya da rasyonel olduklarını görürsünüz. Güçlü analitik düşünce. Mühendislik gibi mimari gibi çok teknik işlerde, tıp da böyle bu arada. Bir tıpçıda çok bilgiyle yapıyor işini. Bir yandan Merkür şifaya da çok yakın demiştim.
Bir şeyleri parçalara ayırıp algılamada çok hünerliler. Zeki, akıllı, bilge, zihinleri çok yüksek düzeyde çalışıyor. Bilgiyi çok iyi işlerler. Çok iyi konuşmacıdırlar. Çok iyi hatip. İyi dinleyici aynı zamanda güçlü tarafları.
Uyum yeteneği vardır;
Merkürü güçlü olanlarda değişen durumlara çok rahat uyum sağlarlar;
Boğa gibi değil. Venüs oturgan, izlemeyi seviyor. İkizler dolaşayım, hızlı hareket ediyor. Boğa ağır kanlı, değişime çok açık değil. İkizler biz bu tarafa giderken bu tarafa gitmeye karar verdik. Hemen uyum sağlar.
Boğa değiştirdiğinizde çok sinirlenir. İkizler hiç öyle değil. Havaya göre değişir. Değişen durumlara çok rahat uyum sağlar. Bu da hava özelliğidir. Vataların özelliğidir; değişen durumlara rahat uyum sağlamak.
Güçlü olurlarsa, yüksek düzeyde bilinçlerini yükseltirlerse, temiz ve berrak zihin oluşturabilirler. Pozitif içsel konuşmaları vardır, kendisiyle de başkalarıyla da. Psikoloji konusunda çok yeteneklilerdir. Tıp konusunda da çok yeteneklilerdir. Aynı zamanda analitik bilimler konusunda da, biyoloji, fizik, kimya, anatomi gibi.
Olumsuz tarafa baktığımızda, fıtratının olumlu olmayan yönlerini gösterdiğinde; negatif içsel konuşma, sürekli endişe, kaygı kuruntular geçer. Olayların hep en negatif taraflarını görür.
Aşırı rasyonel olabilirler, bilim fanatiği olabilirler çok fazla Merkürü olanlar; Materyalist. Bilimin dışında bir şeye inanmama. Her şeyi tanımlamaya çalışma. Tanımlamadan adım atmama. Merkürü güçlü olanlar İkizler, Başak, Kova ruhsallığın içinde ilerlerken zihinlerinden çalışma yapamazlar.
Siz çalışmayı anlatırsınız, o çalışmayla ilgili hikmetleri dinler, yetmez araştırma yapar, o olur mu bu olur mu yaparsam ne yapar? Çalışmayı düşünmekten yapmıyor. Yaparsam ne oluru düşünmekten yapmaya vakit kalmıyor. Çok fazla düşünceden uygulamaya geçemeyen, ayakları yere basamayan insanlar olabiliyorlar. Hava ve eter elementinden dolayı.
İndirgemeci olabiliyorlar, her şeyi bir yere oturtma gibi. Zihin odaklı yaşayabiliyorlar. Yaradan’dan uzaklaştıklarında sezgilerini kapayabiliyorlar. Bilinçleri beynin içine sıkışmış olabiliyor, tamamen beyinden düşünüyor.
Çoğu Merkürü güçlü olanların, “olumlu olmayan yanlarından biri” duygularıyla bağlantısı kopuktur. Düşüncelerle çok bağlantılı olduklarından dolayı duyguları ve sezgileriyle bağlantıları kopuk olabiliyorlar. Hissetmekten ziyade düşünmekle alakalı oldukları için.
Yine uzaklaştıklarında sinirlilik, anksiyete, korku, üzüntü, kuruntu, aşırı konuşan, dinlemeyen, konuşmaktan korkan ya da tam tersi olabilir.
Anlaşılamama, yanlış anlaşılma korkusu bir Merkür korkusudur;
Zaten Merkür retrolarında hep bunlar olur. Anlaşılmama, birbirlerini anlamadıklarından dolayı İkisi de aynı şeyi söylüyorlardır ama kavga ediyorlardır. Bunlar Merkür retrolarında çok klasiktir. Düşünceleri sözcüklere dökememe, ilham eksikliği. Bunların hepsi Merkür eksiliği ya da Merkürün olumlu olmayan yanını kullanan bir fıtratın dinamiği.
Merkür Tekamülümüzde Neyi Sağlıyor?
Yaradan’ın bilgisini indirme, Yaradan’ın bilgisiyle çalışmak, onun bilgisini Dünyayla buluşturmak dünyaya aktarmak. Temas kurmak her şeyle, bu Dünyada varolan herşeyle bağlantı halinde olmak. Bilgeliğe ulaşmak içimizdeki. Dış dünyadan gözlemleyerek bilgi alma yeteneği.
Tüm Dünyanın ve doğanın birbiriyle iletişim halinde olduğunu anlamaktır Merkür, her şeyin birbiriyle iletişimi; siz duysanız da duymasanız da her şey birbiriyle iletişim halindedir. Şu anda yıldızlarla da bağlantılısınız. Masanızın üstündeki taşla da bağlantılısınız. Yanınızdaki çiçekle de bağlantılısınız. Şu an var olan her şeyle iletişim halindesiniz.
O iletişim bazılarını duyuyoruz bazılarını duymuyoruz. Ama iletişim süreklidir. Bu iletişimi kurmayı öğretiyor bize. Doğayla, Dünyayla, bitkilerle iletişim kurmayı, inisiye ediyor Merkür.
Merkür dildir o yüzden. Her şeyin dil yapısı var, language yani;
Dünya dillerinden bahsediyorum. Diller Merkür ile alakalı. Doğanın da bir dili var bu arada, bitkilerin de bir dili var, insanların da bir dili var. Kalple beyni hizalayarak kalpten direkt iletişim kurmakla ilgili, Merkür buna inisiye ediyor. Kalpten iletişim kurmaya inisiye ediyor. Her şeyin dilinin olduğunu öğretiyor aynı zamanda. Bu da bize Merkürün aktardıkları.
Merkür bir elçi olmamızı öğretiyor aynı zamanda;
Tebliğ, tüm Peygamberlerin genel görevidir. Her Peygamber başka başka şeyler aktarmışlardır ama ortak yönü tebliğdir.
Hepsi çıkıp kendi topluluklarına, kendi kabilelerine, etrafındakilere anlatmaktır, bu ortaktır. O yüzden tebliğ bir Merkür ifadesidir, görevidir, elçilik. Merkür aynı zamanda elçilik verir; Yaradan’ın elçiliği, Yaradan’ın sözünü söylemek. Simyayı bu yolla yapıyoruz. Ben de bu yolla yapıyorum ki bütün oturumlarda o yüzden oturumu açarken bir ritüelle açmamızın nedeni o demiştim. Ben burada ilahi sözün kanallığını yapıyorum.
Merkür’ün bize tekamüldeki en büyük görevi bir elçi olduğumuzu öğretmek;
Böyle olduğunda ağzımızdan çıkan söz, Yaradan’ın sözü oluyor. Hedef bu değil mi? En yüksek söz O’nun sözü. O zaman bizim ağzımızdan çıkan söz Yaradan’ın sözüyle birleşirse özümüzle sözümüz birleşmiş olur.
Yaradan ölümsüzüm diyorsa siz de ölümsüzüm dediğiniz anda Yaradan’ın sözünü söylemiş oluyorsunuz. O yüzden Yaradan ile sizin sözünüzün birleşmesi sizin elçi olmaya başlamanızdır, Yaradan’ın elçisi. Tüm Peygamberler buna sahiptirler, tüm insanlarda da bu vardır, elçilik.
Bunu paylaş:
Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.