Teknoloji gündelik yaşamımızı büyük ölçüde değiştirdi. Gündelik alışkanlıklarımız, ödeme alışkanlıklarımız, iletişim kurma tarzımız ve hatta ilişkilerimizin tarzını dahi değiştirdi.

Aşk hayatımızı ve özel yaşamımızı dahi değiştiren teknoloji sayesinde ilişkiler çok hızlı başlayıp aynı oranda da bitebiliyor. Hatta yepyeni aşk ve ilişki türleri dahi ortaya çıktı. Tabi ki bu durum değişimin mutlak sonuçları. Lakin kötü niyetli insanlar çocuklarınızdan, eşinize kadar aile huzurunuzu bozacak çok sayıda teknoloji kullanıcısı da var.

Öyle ki yol ortasında duran bir ağacı dahi durup dururken yakmaktan zevk alınan bir ortamda, bir de gizlenerek, görünmeden teknoloji sayesinde neler yapabileceğini siz düşünün.

Herkesi gözü önünde sokak ortasında ağacı yakan bunun gibi mahlukat görünümlü kişiler sizce kimseye yakalanmayacaklarını bildikleri bir ortamda neler yapıyordur?

Bir zamanlar âşık olmak sanattı. Romantik karışık kasetler, kokulu mektuplar, peçetelere veya kağıtlara kötü el yazılarıyla yazılmış şiirler vardı.

Şimdi her şey kaydırma olmuş. Tabi ki zamanla birlikte bazı ilkel alışkanlıkların değişmesi gayet normal ancak bu değişim beraberinde birçok ilişki sorununu da getirdi. Bu sorunların neler olduğunu birçok kişi bilmediği gibi nasıl davranacağını da bilmiyor.

İşte bu nedenledir ki bu videoyu hazırlama gereği duydum. Umarım bir avuç insanın ilişki yaşamına katkısı olur.

1.Gri Alanlar

Gri flört adını verdiğimiz bu alanda insanların flört yaşamında bir netlik söz konusu değil. Burada gece geç saatlere kadar süren müstehcen metinlerden, uygulamalardan bağlantılar kurulmakta ve belirsizlik içerisinde gelişen bir ilişki türü olarak görülmekte.

Eski insanlar bir ilişkiye başlayacakları zaman karşı tarafa söyler ve bir netlik kazanırdı. En azından o ilişkinin adı konur ve kişiler birbirlerini tanırdı. Böylece en azından kimin kendisini sevdiğini veya kim olduğu bilinirdi.

Burada ise belirsizlik çok fazla. Gerçekte kimle mesajlaştığın, konuştuğu bilinmiyor. Evli biri olabilir, hırsız olabilir, katil veya tecavüzcü biri olabilir. Kısacası herhangi biri olabilir.

Eskiden insanlar tanışırdı ve ailesine durumu anlatırdı. Bu güvenlik gereksinimden kaynaklanır ve kişinin kimle olduğu bilinirdi. Böylece o kişiyi sadece karşı taraf değil aile de tanırdı ki evladının başına herhangi bir şey gelmesin.

Şu anda ise gri alanlı bu ilişkiler, bağlılıktan yoksun romantik ilişkiler olarak sürmektedir. Emojilerin, ekranın arkasında belirsizlikle devam etmektedir. Bu beraberinde çok fazla sorunu getirmekle kalmayıp kişilerin duygusal dünyasını dahi bozmaktadır. Bir süre sonra gerçeklikle bu durum arasında uçurum oluşmakta, gerçek yaşama adapte olmakta zorluklar baş göstermeye başlamaktadır. Bu nedenle gerçek yaşam ilişkileri sağlıklı ve sürekli olamamaktadır.

2. Seçim Paradoksu

Teknolojik ilerleme beraberinde birçok paradoksu beraberinde getirdi. En bariz paradoks ise bağlantı kurmanın sonsuz yolunun olması. Yani insanlarla bağlantı kurup iletişim kurabilmenin bir yolu sonsuz sayıda yolunun olmasıdır.

Bu oyun içinde olduğu gibi, flört uygulamaları, siteler, +18 programlar, sohbet uygulamaları daha nicesinde. Kişilerin bağlantı kurması iletişim kurması gayet güzel lakin kurdukları bu bağlantılardan çoğu gerçekten dürüst değil. Çünkü olmak istedikleri kişi ve şey olabiliyorlar. Kimse onlara dürüst olmaları gerektiği konusunda bir şey diyemiyor çünkü kendi dışında kimse bilmiyor. Bilmesi de pek gerekmez.

Sonunda yalnızlık hepimizi etkileyen bir salgın gibi çevremizde genişledikçe genişliyor. Öyle ki çevrimiçi randevular dahi yapılmakta ve bu sınırları ortadan kaldırmaktadır. Bu da aynı anda birden çok kişiyle olabilmesi anlamına geliyor. Sonsuz sayede seçenekler sayesinde her daim mutlaka daha iyi biri bulunuyor. Yani hiçbir şeyi hesaba katmadan seçimden seçime geçilebiliyor. Buda duygusal dünyanın gelişimini, aidiyet hissini, sevgi duygusunun gelişimini kısacası insani duygularının gelişimini engelliyor. Bir süre sonra da sonsuz paradoks sayesinde umursamaz, sorumluluk almayan, herhangi bir amaç veya hedefe kendi adamayan bireylerin oluşumuna neden oluyor.

Sonsuz sayıda seçeneğin olması seçim yapmayı da zorlaştırıyor. Günümüzde dahi bir markette bir üründen birden fazla olduğunda hangisini alacağınız konusunda tereddüt yaşayıp belli kriterlere göre seçim yapmak zorunda kalırsınız. Ancak seçenekler sonsuzlaşırsa hiçbir kriteriniz gerçek görevini yerine getirmek çünkü hangisini alacağınız konusunda tereddütte düşersiniz.

Sonunda seçim yapsanız dahi acaba doğru seçim mi yaptım deyip tatmin olmadığınızı hissedersiniz. Her seçim beraberinde bir tatminsizliği getirecektir. Bu duyguda ilişkiye musallat olur ve o ilişkiye zarar vermeye başlar.

3. Yüz Yüze

 İlişkiler sadece kamera arkasından görüşmek veya sanal teknolojiler dayanarak bir vücut bulması çok zordur. Sürekli olarak sanal ilişki yaşamayı alışkanlık edinmiş olan biri genel olarak emojiler ve metinlere bağlı kalır.

Oysa yüz yüze olan durumlarda ise sadece sözler değil beden dili de ön plandadır. Bazen çiftler hiç konuşmaya dahi gerek kalmadan birbirine bakarak ne demek istediklerini anlar. Bunun tadını sanal ortamda almaları çok zordur. Bu onların tercihi bir şey diyemeyiz. Ancak buradaki asıl sorun sanal teknolojilere alışmış olan kişilerin gerçekte temel sosyal becerileri gelişmez ve gerilemeye başlar.

Böylece temel sosyal gerçek yaşam becerileri gün geçtikten önemsizleşir. Eğer bir gün sosyal bir ortama çıkmak zorunda kalırsa kendini dışlanmış, kimsenin kendini anlamadığı hissine kapılıp boğuluyormuş hissine kapılır. Yani gerçek insanlar onun için sanaldaki kişilerden kendi zihninde canlandırdığı belki karşısındaki kişide gerçekten olmayan kişiler onun gerçekliği olur.

4. EGO’ nun Yükselişi

Modern yaşamın bize sağladığı en önemli şeylerden biri de mahremiyettir. Oysa sosyal medya da kim olduğumuzu veya kim gibi görünmek istediğimizin versiyonunu yaratmamıza katkı sağlar. Böylece yarattığımız bu gerçekten olmayan kişinin arkasında saklanma olanağına sahip oluruz. Ancak gerçekte kim olduğumuz ile kim gibi yansıtıldığımız arsında bir süre sonra kopukluklar meydana gelir.

Bu kopukluklar aslında ego’ nun teknoloji ile birlikte serbest kalmasının sonucudur. İnsanların gerçekten kim olduğunu gizlemelerini bu sayede kolaylaştırdı. Bu sayede her bir beğeni ve paylaşımı daha çok önemsiyorlar. Sadece kendileri olmak yerine başkalarına nasıl göründükleri ön plana çıkmaya başladı. Çünkü onay aramaktadırlar.

Bu gayet insani bir durum teknoloji olmadan önce de insanlar dışarıya hoş görünebilmek için misafir odaları, misafir tabakları, komşu ne der gibi onayları vardı. Ancak sosyal medya sayesinde komşularımız çoğaldı.

Nasıl ki eskiden komşunuzun sizi eleştirmesi zorunuza gidiyorsa ve kendinizi komşularınızla ister istemez karşılaştırıyorsanız. Teknoloji ile birlikte komşu sayınız artığı içinde haran her yerden eleştiri gelebileceği gibi keşfetmemizde rasgele gördüğümüz biriyle kendimizi karşılaştırmaya başlarız.

Böylece medya ideallerinden etkilenir ve tek tip insanlar ortaya çıkar. Sadece sosyal medyaya bakın aynı dudaklar, aynı gözler, aynı kirpikler ve hatta aynı saç tipleriyle dolu nice insan görürsünüz. Üstelik kendilerine yakışıyor muş yakışmıyor mu bakmadan o an sosyal medya da ne ön planda ise kendileri de o olmuştur.

Hatta kendi duygularını dahi hissetmemekte başkaları gibi hissetmeye çalışmakta. Bu nedenle tek gecelik ilişkilerde dahi artışlar görülmektedir. Sonunda ekrandaki kişiyle gerçek benliği arasında büyük çatışma ortaya çıkar ve kopuşlar başlar. Maalesef bu birçoğunuzun tanıdığı ve hatta recep İvedik filminde gördüğünüz Cem Korkmaz bu durumun ilk kurbanlarından biriydi.

5. Tehlikeli Sular

Teknolojik bu ilişkilerde bencilik artmakta ve üst noktaya çıkmaktadır. Teknolojinin getirdiği o iletişim hızı nedeniyle ilişkilerde elde edilen yazışmalar, görseller ve daha nicesi birileri sırf eğlence olsun diye deşifre ederek çevrimiçi olarak paylaşabilmektedir.

Böylece mahremiyet tamamen ortadan kalkıp hızla tüm dünyaya yayılabiliyor. Öyle ki gerçekte kimin yaptığını tespit etmek ise çok uğraşlar gerektirecektir.

Eğer dikkatli olmazsak sanalda aradığımız bir maceranın bedelini çok ağır bir şekilde sizinle birlikte ailenizde bedelini öder. Öyle ki bir gerçeklikle karşı karşıyayız ki duygusal yoksunluğa sahip olan bu kişilerin empati yapma yetenekleri dahi sanallaşma etkisi nedeniyle gelişmemiştir.

Sanal alem onlar için su gibidir. Oradan çıktıklarında sudan çıkmış balık misali mutsuz ve çırpınmalar meydana gelir. Duygusal sorunları olan insanların duygusal sorunlarına sizleri de ortak etmesine izin vermeyin.

Duygusal sorunlarımızı, sanki yeni yeni çıkmaya başlıyormuş  gibi nasıl olduğunu fark etmeden başkalarının üzerine yıkmanın sorun olmadığını o an düşünebiliriz. Ancak bu durum onları etkiler ve yaşamlarının sona erdirmesine dahi yol açabilir. Şu anda günümüzde birçok genç kendini filmin içinde sanıyor. Kendilerini hissetmek zorlanıyor ve sosyal medya içinde hapsolmuş durumdalar.

Hiç şüphesiz ki sosyal medya aşkı bulma, ilişki ve bağlantı kurma alışkanlıklarımıza meydan okuyarak kökünden değiştirdi. Teknoloji üretim artışı, uyumluluk, daha çok bağlantı gibi fırsatların kapılarını açtı. Ancak aynı zamanda bizi de kendi kendimizle karşıya karşıya getirdi.

Teknoloji toplumsal algıyı ve aile işlevini değiştirdiği inkâr edilemez. Bu nedenledir ki teknoloji geliştikçe onun fırsatlarından yararlanırken bazen bir adım geriye gidip fırsatlarının karşılığında nelerimizi verdiğimize bakmamız gerekiyor. Bunun için teknolojinin gelişmesiyle birlikte kendi eylem planlarımızı ve sınırlarımızı belirlemeliyiz.

Çünkü teknoloji deniz derya tıpkı bir araba gibi direksiyonu ne tarafa kırarsan o tarafa yol alır. Teknolojinin düşmanı olmadan direksiyonu hangi tarafa kırdığımıza bakarak kullanmanın adımlarını hemen şimdi atmaya başlayın.

Yoksa yakın zaman sonra sizden geriye hiçbir şey kalmayacak ve yaşayan ölüler efsanesi gerçek olacaktır.

Bilalhan Çağatay

Kitaplarıma Ulaşmak için TIKLAYINIZ.

Share this content:


Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Cevap Yazın

Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin