Sağlıklı Sindirim ve Zihinsel Dengenin Sırrı: Doğu ve Batı Tıbbında Bağırsak Hakkında
Geçmişi 12. yüzyıla kadar uzanan düşünce akımları, sağlık için “mide Çi’si muhafaza etmenin” önemini vurgular. Doğu tıbbı uygulayıcıları binlerce yıldır, sindirim ve bağırsak sağlığının hem vücut hem zihin için ne kadar mühim olduğunun üzerinde dururlar.
Batı tıbbının bu anlayışı kavraması ancak son yıllarda gerçekleşmiştir. Bağırsak sadece sindirimin gerçekleştiği ve bağışıklık sisteminin ufak bir parçası gibi görülürken artık sağlıklı bir bağırsak florasının -bağırsağınızda yaşayan milyonlarca yararlı bakterinin- sağlığın da temelini oluşturduğu düşünülür.
Günümüzde bağırsak florası ve bağırsağınız ile hem fiziksel hem de akıl sağlığınız arasındaki girift bağlantıyı araştıran 50.000’den fazla bilimsel makale mevcuttur. Örneğin sindirim sisteminin kendi sinir sistemine sahip olduğunu, burada tüm omuriliktekinden daha fazla sinir hücresi bulunduğunu biliyor muydunuz? Ya da ruh halinizi düzenleyen serotonin hormonunun yüzde 90’ından fazlasının bağırsağınızda bulunduğunun farkında mıydınız?
Muhtemelen sindirimle zihniniz arasındaki ilişkiyi daha önce kendi vücudunuzda gözlemlemiştiniz: Fazla yediğinizde hem vücudunuzun hem de beyninizin hantallaştığını hissedersiniz.
Gerildiğinizde de genelde midenizde “kelebekler” uçuşur ya da mideniz bulanır.
Sindirim konusunda, yemeğin nasıl üretildiğinin duygularınızı etkilediği düşüncesi de bulunmaktadır. Doğu tıbbında mide, dalak ile bir arada düşünülür ve bu ikisi sindirimin ana organlarını oluşturur.
Ne ilginçtir ki bu organlar aynı zamanda hislerin ve bilginin sindirilmesi fonksiyonlarını da üstlenirler.
NASIL DAHA İYİ SİNDİREBİLİRSİNİZ?
Stresin sindirim için kötü olduğunu, durağanlığa (vücudunuzdaki Qi akışını engellenmesine) sebebiyet verdiğini bir çok kaynakta ifade edilir. Dolayısıyla yemek yeme şekli hakkındaki tüm bu tavsiyelerin temelinde aynı fıkir vardır:
Hayatınızı bütünüyle yaşarken sindirim sisteminizin düzgün çalışabilmesi için gerekli zamanı ve yeri ayırmalısınız. Burada özellikle bahsedilen egzersizlerin yanı sıra, gün boyunca vücudunuzu yeniden dinlenme haline yani aynı zamanda sindirim yaptığı hale getirmek de iyi bir fıkirdir. İşte yediğiniz yemeklerden en iyi sonucu elde etmek için birkaç basit adım:
Yemeğinizi sevin
Batı’daki vücut işleyişi anlayışında sindirimin salyayla başladığı, böylece yemeğin daha kolay yutulacağı ve nişastanın parçalanmasına başlanacağı düşünülür. Oysa doğu tıbbına göre bunun daha büyük bir rolü ve sağlığınız üzerinde son derece önemli bir etkisi vardır.
Üstelik duygularınızın da hem salyanızın hem de sindirim sıvılarınızın kalitesini etkilediği söylenir. Taocu Üstat Mantak Chia’nın da yazdığı gibi, bazı Taocu metinler sağlık için günde bin kez salya yutulması gerektiğinden bahseder. Taocular ayrıca, rahatladığınızda “uzun ömürlülük hormonu” denilen bir şeyin de salyanıza karıştığını söylerler.
Eğer şuursuzca lokmalarınızı yutup geçer ya da daha da kötüsü, yemek yedikten sonra kendinizi kötü hissederseniz; bu, salyanızın kalitesini düşürecektir. Aynısı sinirli ya da küskünken yemek yediğinizde de geçerlidir. Eğer bu söylediklerim size kendinizi hatırlatıyorsa, yemeklerinizin yüzde 70’ini sağlıklı yemenin ve kalan yüzde 30’da da canınızın çektiklerini yemenin yeterli olduğunu düşünün -fakat yemeğe pişmanlık ya da başka olumsuz duyguları iliştirmemeye çalışın.
Yemeden önce
Zen üstadı ve ruhani lider Thich Nhat Hanh yemek ve şükran hakkında bazı bilgece sözler sarf etmiştir, bunlar Taoizm inancıyla da son derece örtüşür. Yemeğinizi beklerken, “Besinleriniz ve iyileşmeniz için aldığınız bu nefesten keyif duyun” diye salık verir. ”Az sonra pek güzel yemeklere kavuşacağınız için şükran duyun -beklemeyi keyfe dönüştürün.”
Yemeği kendiniz pişirmeniz gerekmiyorsa özellikle müteşekkir olmalısınız! Yemeği siz yapıyorsanız da tüm odağınızı yemek yapmaya verin ve sevdiğiniz
İnsanlar için bir şeyler yaratma sürecinden keyif alın (bu sevdiğiniz insan sadece siz de olabilirsiniz).
Şimdi oturun
Bir ekranın karşısında ya da çalışma’ masasında yemek yemektense masaya oturulması daha uygundur. Sakin bir ortamda yemeğinizi yemeniz vücudunuzun dinlenme ve sindirme moduna girmesini kolaylaştırır.
Yemeğinize bakın
Doğu’da bolluk hissi oluşturması için yemek genelde sofranın ortasında sergilenir. Zaten Doğu tıbbında mide meridyenleri gözlerden başlar. Yemek yemeden önce yemeğinize bakmanız salya üretimini teşvik edecek ve sindirim sisteminize işe koyulma vaktinin geldiğini hatırlatacaktır.
Çiğne, çiğne, çiğne
Yeterince çiğnenmiş yemek -ki doğu tıbbına göre bu, yemeğin sıvıya dönüştüğünün, yani hava ve Çi (yaşam enerjisi) ile karıştığının göstergesidir- mideye girerken bir sonraki sindirim aşamasına hazır hale getirilmiştir. Midenizde diş yoktur o yüzden yeterince çiğnemezseniz hazımsızlık ya da kabızlık yaşama ihtimaliniz artar.
Yavaş yiyin
Beyninizin doyduğunuzu algılaması 20 dakika sürer. Nefes alıp dinlenerek;
Kaşık veya çatalınızı arada bırakmanız, ara vermeniz iyi olur. Ağzınıza bir seferde atacağınız yemek azalır ve yemek yeme süreci de yavaşlar. Sandviç yerken bile daha yavaş yiyin.
Her öğünde aynı miktarda yiyin
Öğün miktarını ayarlamak yeni bir fıkir değildir. 4. yüzyıldan kaldığı düşünülen Neiyeh ismindeki bir Taoizm metni şöyle der: “Kendini aşırı yemekle doldurmak hayat enerjini düşürür ve vücudunun çürümesine sebep olur. Yemeği fazlasıyla kesmekse kemiklerin erimesine ve kanın kurumasına sebep olur.”
Kendiniz için doğru miktarı belirlemeniz gerekir. Ünlü bir Çinli doktor olan Ao Ying şöyle der: “İnsan yüzde 30 açlığa dayanmalı ve yüzde 70 doygunlukta yemelidir.” Eğer yüzde 70’te durmak normalde yaptığınızdan çok farklı geliyorsa, önce yüzde 80’de durmayı deneyin. Bir kere buna alışınca sindirimin ne kadar kolaylaştığını fark edeceksiniz.
Yemek sonrası dinlenme
Hemen sofradan kalkmaktansa yemeğinizi yedikten sonra 20 dakika oturun, sindiriminizin herhangi bir sekteye uğramadan çalışmaya başlamasına izin verin.
Yemek sırasında bir şey içmeyin
Yemekle birlikte herhangi bir şey içmek mideyi genişletmesinin yanı sıra sindirim sıvılarının yoğunluğunu da azaltır. Yemek öncesinde midenizi hazırlamak için ufak bir bardak çay içebilirsiniz. Yemekten 20 dakika sonra da bir bardak çay içebilirsiniz.
NE ZAMAN YEMELİ?
Doğu tıbbı enerji açısından sindirim sisteminin düzene, devamlılığa ve itidale ihtiyaç duyduğunu söyler. Önerilen, öğünler arasında, sindirim sürecinin tamamlanmasına fırsat tanımak adına, dört beş saatlik boşluklar bırakılmasıdır. Bu da üzgünüm ki, ideal olanın aralarda atıştırmalık şeyler yememek olduğu anlamına gelir.
Yemeklerinizi sindiriminizden sorumlu mide Çi’nizin en güçlü olduğu anlarda yemeye çalışın. Bu zamanlar kahvaltı için sabah 7 ile 9 arası, öğle yemeği için 11 ile 1 arasıdır. Akşam yemeği akşam 6 ile 7 arası olmalıdır ki yatağa geçmeden önce sindirim tamamlanabilsin.
Eğer bu programı takip ederseniz akşam 7 ile sabah 7 arasında doğal bir oruç tutmuş olacaksınız. Lütfen bu programın kesinlikle kendinizi aç bırakmanız gerektiği anlamına gelmediğini bilin. Amaç, yapabiliyorsanız, öğünlerinizin arasındaki süreyi düzenlemektir, fazlasıyla aç kalmanız değil -özellikle de açlıktan sinirlenmenizi istemeyiz!
İlginçtir ki Batı’daki araştırmalar da geceyi içine katan yemek yemediğiniz bu aralığın daha uzun süreli olmasının daha iyi sonuçlar verdiğine dair kanıtlar bulmaktadır. Bu sayede bağırsak floranız derin temizlik işlerine girebilecek vakti bulabilir. Geceyi de içine katan bu oruç sürecinin kan şekeri seviyesi, metabolizma, kas kütlesi, zihinsel fonksiyonlar ve hatta ruh hali üzerinde olumlu etkisi vardır.
Bunu paylaş:
İlgili
Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Bir Cevap Yazın