Direnç Yasası ve Yaratım: Neye direnirseniz o büyür

Akış

Direnç Yasası ve Yaratım: Neye direnirseniz o büyür

Direnç Yasası / Law of Resistance

Bu aslında yasalar içinde en fazla tuzağa düştüğünüz yasalardan biri. En çabuk tuzağa düştüğünüz, farkına varmadığınız şeylerden biri. Yaşadığınız olaylar ve durumlar için. Law of resistance, direnç yasası.

Şunu söylüyor:
Her neye direnç gösterirseniz direnç gösterdiğiniz şeyi büyütürsünüz;
Demek ki yaratımın bir yolu daha var: Bir şeye direnç gösterdiğimizde de bir şey yaratıyoruz. Direnç gösterdiğiniz şeyi büyütme.

Örnek veriyorum: İnsanlar yaklaşık 500 yılın üzerinde, modern tıp yaşlaşık 200-300 yıldan beri var, kimyasal tıptan bahsediyorum, kimyanın içine girdiği tıp. Ondan önce de şifa ilimleri vardı. İşte Paraselsus’tan bu yana daha öncesi vs. Kimya ile alakalı daha Alopatik Tıp diyoruz ona. Alopatik Tıp 500 yıldır, belki de 1000 yıldır hastalıklarla savaşıyor. Veremle, kanserle savaşıyoruz, covidle savaşıyoruz şu anda. 

Savaşmak bitirdi mi hastalıkları? Bu zamana kadar savaştık, savaştık, savaştık. Bazı hastalıklar belki ortadan kalktı. Mesela; şu anda belki vebayı duymuyorsunuz ya da çocuk felci hastalığını, normalde bundan 40-50 yıl önce duyardınız ama şu anda yok. Suçiçeği gibi rahatsızlıklar. Belki bazı rahatsızlıklar kenara çekildiler. Ama yenileri geldi onların yerine. Şu anda 50 yıl öncesinden daha fazla hastalık ismi var. 50 yıl önce hastalık isimlerini sayarsak belki hadi 100-150 başlık varken şimdi 550 başlık var mesela. Haşimoto tiroidleri, ankilozan spondilitler filan. Yoktu bundan 100 yıl önce.

Savaşmak bir şeyleri bitiriyor mu? Gerçekten bir şeyle savaştığımızda ya da direndiğimizde? Çünkü bize öyle söylediler. Bana da küçükken öyle söylediler. Bir şeyi arzu etmiyorsan ona direnç göster, onla savaş, mücadele et yoksa o şey devam eder. Bize öyle söylendi. Kabul edersen işte öyle devam eder. İlahi Yasalar, Allah’ın yasaları bunu söylemiyor. Diyor ki; neye direnç gösterirsen, savaşırsan savaştığın şeyi büyütürsün. Neye direnç gösterirsen…

Sevmiyorum yerine “Seçmiyorum” tercihi
Mesela bir şeyi sevmiyorum diyorsunuz. Hatta öyle bir atasözü vardır: “Kedinin sevmediği ot burnunda bitermiş.” derler ya. Sevmiyorum dediğiniz her şey tekrar tekrar karşınıza çıkar. “İşte o insanların bana böyle davranmasını istemiyorum. Bana böyle yapmasınlar. Ben sevmiyorum böyle hareketleri.” diyorsunuz ya defalarca aynı şeyleri insanlar yapıyorlar size. Sevmiyorum dediğiniz, direndiğiniz her şey tekrar tekrar büyüyerek karşınız çıkıyor.

Aynı zamanda bu yasayı politikacılar çok iyi biliyorlar. Yöneticilerden bahsediyorum. Bu arada tamamen siyasetin dışında konuşuyorum. İyi yöneticiler bu yasaları çok iyi bilirler.

Karşıtlık, karşıt olduğunuz şeyi büyütür;
Örnek veriyorum; mesela toplumda karşıtlık yaratarak kendilerini büyütürler ya da düşmanlar yaratırlar. Bir düşman yaratıp orada karşıtlık yaratırsanız, karşıtlık yarattığınız şeyi büyütürsünüz aynı zamanda.

Neye karşı olursan onu büyütürsün;
Aslında bununla ilgili çok güzel bir mesele var Rahibe Terasa’nın, selam üzerine olsun. Dünya barışı üzerinde çok fazla çalışmış insanlardan biridir. Aktivist gençler kendisine gidiyorlar diyorlar ki: Sevgili Rahibe Teresam, Sevgili Ustam. Biz savaşa karşı bir eylem yapmak istiyoruz. Bize katılır mısın? Bizi destekler misiniz? Biz Dünya’da savaş istemiyoruz. Savaş karşıtı eylem yapmak istiyoruz.” “Kesinlikle ve katiyen gelmem” diyor.  Gençler şaşırıyorlar, niye yani? Sen barış üzerine çalışıyorsun Dünya’da. Savaşı mı destekliyorsun?”. “Hayır savaş karşıtlığı savaşı büyütür. Neye karşı olursan onun büyüdüğünü görürsün. Barış üzerine çalışırsanız gelebilirim. Barışla ilgili çalıştığınız her şeye en önde sizin önünüzde de yanınızda da yürürüm.” Aynen böyle. Neye direnirsek o güçlenir.

Neye direnirseniz güçlenir, neyi kabul ederseniz dönüşür
Peki bunun çözümü var mı? Kabul. Law of resistance’nin çözümü kabul. Yani yasanın bir alt başlığı var, çözümü var. Neye direnirseniz güçlenir, neyi kabul ederseniz dönüşür. Bize tersi söylenmişti küçükken. Neye direnirsek o devam eder. 

Tam tersi; neye direnirsek o devam eder ve güçlenir. Neyi kabul ettiğiniz o dönüşür. Kabul ettiğiniz her şey dönüşür. Altını çizerek söylüyorum. Bir Simyacının belki de kafasında sürekli yankılanması gereken bir sözcük: Neyi kabul ederseniz kabul ettiğiniz şeyin dönüştüğünü görürsünüz. 

Kabul Dönüştürür
Mesela kendinizin bir yanını, en ışıktan uzak yanınızı bile, onlar nasıl dönüşür biliyor musunuz? Siz onları tam olarak kabul edip o halde kendinizi tam olarak sevdiğinizde. Bir kişi için de geçerli. Orada direndiğiniz şeyler var, bunu sevmiyorum, keşke böyle olsan dediğiniz, insanların o yönlerini bile kabul ederseniz onların dönüşmeye başladıklarını görürüsünüz. Birisi sizi tam anlamıyla kabul ederse siz ertesi gün aynı insan olmazsınız. 

Sizin için de geçerli. Düşünün; sizi her tarafınızla, her yönünüzle ve her özelliğinizle kabul eden bir insan var yaşamınızda. Eğer böyle bir insan varsa bırakmayın lütfen! Ertesi gün aynı insan olmazsınız o insanın yanındayken. İçinizdeki her şey dönüşmeye başlar. Çünkü kabul, direnç göstermiyorsunuz hiçbir tarafınıza. Öfkeli, korku dolu yanınıza da, kaygı dolu yanınıza da direnmiyorsunuz. Tabii ki direnmiyorsunuz, kabul ediyorsunuz. Bunlar Yaradan’dan uzak olduğunu bildiğiniz halde direnmiyorsunuz. İşte o zaman çözülüm başlar.

Duyguların içindeki halimize kabul ve razılık;
Saflaşma çalışmalarının özellikle serbest bırakma ve razılığın çok güçlü çalışma olmasının nedeni bu 4.yasadır. Yani bu 4. Yasayla biz saflaşmayı yaptığımız için, saflaşma bu 4. Yasayı çalıştırdığı için “birçok çalışmaya göre aslında basit” ama çok dönüştürücü bir çalışma. Saflaşmanın gücü buradan geliyor. Saflaşmanın çok büyük dönüştürücü enstrüman olmasının, serbest bırakmanın ve bağ kesmenin, razılığın tamamıyla bu yasadan geliyor. Biz duyguları kabul ediyoruz, duyguların içindeki halimizi kabul ediyoruz. Sonra serbest bırakıyoruz. Aslında oradaki en büyük çalışma, kabul halinde olduğunuzda açılıyor. Öfkeniz, kaygınız, üzüntünüz, endişeniz, her neyse…

Yaşamda neye direnç gösteriyorum?
Direnç yasayı bunu söylüyor. Bence bunun üzerine çok eğilinmeli. Sevmiyorum dediğim şey nedir? Şöyle bir bakın mesela. Sevmiyorum, ben bunu istemiyorum diye başlıklar atın defterinize. Bir de bakın neleri istemiyorsunuz, çevrenizde neler var? Muhtemelen onların hepsi çevrenizde olmaya devam ediyordur, istemiyorum dediğiniz şeyler. Neyi kabul ederseniz o dönüşmeye başlar.

Yaratım sizin isteyip istememenizle ilgili değildir;
İstiyorum ile istemiyorum aynı şekilde çalışır bu arada. Sistem dikkatinizi neye çevirdiğinize bakar. Neye yöneldiğinize bakar.

Sistem, Yaradan, İlahi Mekanizma, sizin neye dikkatinizi verdiğiniz ile bağlantılıdır.
Mesela hasta olmak istemiyorum dedikçe hasta oluyorsunuz. Neden? Çünkü dikkatinizi verdiğiniz kavram, hastalık kavramı. Orada direnç yaratıyorsunuz; hasta olmayacağım direnci. “Ben sağlıklı ve diriyim daima.” Diyebilirsiniz mesela. Bu daha yüksek ifadedir.

4.yasa bunu söylüyor: Neye direnirseniz o devam eder, neyi kabul ederseniz dönüşür. 

Share this content:


Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin