Aynadaki aydınlık ve karanlık yüzlerimiz ile tek ve bir olan halimizin yüzleşme zamanı.;
Sadece aydınlık değil. Hatta aydın taklidi yapan karanlık yüzlerimiz ile.
Tüm bunları da kabul ve anlayış ile sevebilen cesur bir yürek ile.
Karanlık ve aydınlık yüzler aynada yüzlerce. Hepsi ile yüz yüze karşı karşıyayız.
Hepsi beni gör, beni sev, bana değer ver ve bana aşk ile bak diyor.
Aynada ki karanlık yüzler sadece bunun için aydınlık yüzlerin arkasına saklanıyor.
Ayırt edilemeyecek mükemmellikte aydınlığı taklit eden karanlık yüzler “ben varım” diyor.
İç içe. Yok sayılamayacak bir gizlilikte bende varım diye mesaj yayıyor. Onaylanma, kabul görme, ait olma, aşk ve sevgi ile sarmalanma ya da o değeri yaşayabilmek için mevcudiyetini sunuyor bu şekilde. Çocukken tüm bunlar birdi o aynada, çünkü en saf en sade hali ile kabul ve sevgi vardı kalpte. O çocuk hala o kalpte.
İçteki çatışma, Savaş mı yoksa işbirliği ve uyum içinde mi?
İçimizdeki yin ve yang, rahim ve rahman, karanlık ve aydınlık olarak kendini ifade eden varoluşumuzdaki bu 2’lik ya savaş halinde ya da uyum ve işbirliği içinde.
2021; Bu sene 2’lik birleniyor. Bu 1’lenme ya böyle taklit ve saklanma şeklinde ya da gerçekten kabul, güven ve sevgi ile birleşme halinde. Şimdi hakikat kalpte bir. Kalp gözü açık olan karanlığı görür ve kabul ile sevebilir. Ancak karanlık kendini aydınlık olarak gösteren sahte bir rolde ise orada yine ikilik çıkar. Gerçek duygu ve düşünceler, hakikatler dürüst bir şekilde ifade edilip, kendi hakikatin ve hallerin ile yüzleşme olmazsa içte dışta projeksiyon tezahürde buna göre olur.
Olan ne ise içimizin projeksiyonu. İçerisi ne ise dışarısı odur.
Kendi karanlık taraflarımıza ışık tutup ne haldeler bir bakmamız gereken süreç?
Çünkü aydınlık taklidi yapan aydın maskesi arkasına saklanan karanlık yanımızın projeksiyonunu idrak ettikçe dönüşüm kolay ve kutlu olur. İlahi sistem bu konuda iş birliği ve uyum içinde aşk ile yaratılmış hallerimizin ne halde olduğu ile ilgili bizimle iletişim halinde? Ebedi aşk ve sonsuz katkı sağlayan hakiki bir iletişim bu.
Hepimiz aynadaki saklı ya da aşikâr görünen karanlık taraftarlarımız ile yüzleşelim;
Bu kendimizden kendimize en dürüst ve hakiki yol. Aynada ’ki o yüzlerce yüze; eşit ve adil bir şekilde kabul, onay, razılık, anlayış içinde miyiz bakalım.
Sevildi mi o karanlık yüzler? Görüldü mü? Görülünce ne haldeydi? Hangi duygu ve düşünceler açığa çıktı? Nasıl bir iletişim oldu?
Tarihler boyunca lanetlenen, kaçan, saklanan, kabul görmeyen o yüzler görülünce ne oldu? Suç ve cezanın, savaşların, kavga ve şiddetin kayıtlı olduğu DNA’da ne açığa çıktı?
Aynada yüzlerce parçaya ayrılmış bu karanlık ve aydınlık, rahman ve rahim olan yüzler hangi kodları, neyi okuyor ve nasıl bakıyor? Kalpte ne hissettiriyor?
Kaçmadan, sinmeden, saldırmadan, ezilmeden, ezmeden, korkmadan, olan ne ise teslim olarak yüzleşmeye cesaretimiz var mı? ÇÜNKÜ YÜZLEŞME olmazsa aynada kendinden kendine YAŞAM BUNU YÜZLEŞECEĞIN BİR SENARYO İLE eninde sonunda gösteriyor. Hani “gösteririm sana” diyen taraflarımız gibi. Bu gösterme; içimizin tezahürü şeklinde kendini hemen aşikar gösteriyor artık. Kendinden kendine…
İşte ben o kaçan, saklanan, vazgeçen, kabul etmeyen ve kabul görmeyen tarafımın projeksiyonlarını yaşadıkça kolay yolu seçtim. Aynadaki kendi yüzlerim ile yüzleşme hallerini yaşıyorum artık. O kadar çok tanımlar var ki karanlık ve aydınlık ile ilgili. Bu sene sıfırlanarak tüm bu tanımlara yeni bir bakış açısı kazandırarak, yeniden, yenileyerek kalpten ikiliği, tekliği veya çokluğu ele alma zamanı.
Ya hep rahman, aydınlık tarafı seçip yang olduk yeri geldi bu uğurda yangınları oldurduk.
Ya da yeri geldi çok fazla rahim, karanlık tarafta kaldık, yin olduk uç taraflarda belki yenildik, pes ettik, ya da çok tutunduk, bırakamadık.
Gelin tüm yönlerim, bütün yüzlerim, tanış olalım, işi kolay kılalım;
İkisinin ortasında merkezde kalabilmenin hikmetlerini idrak ve anlayış için önce bu iki tarafa da ışık tutup içinde kalabilmek ve yeniden tanışmak ne güzel olur.
Yunus Emre’nin dediği gibi; aynada kendimize gelin tüm yönlerim, bütün yüzlerim, tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, 1 olalım diyelim. Bunu aynadaki yüzlerimize söyleyerek çağrı yapalım. Alla hu Ekber’deki hikmette bu değil mi? Tüm benlerimizi birliğe, merkeze, cem etmeye, kalpte bir araya getirmeye çağrı. O yüzleri okuyalım? Mesajı ne? Ne anlatıyor? Her yüzün bir hikayesi, var oluş amacı ve hediyeleri, hikmetleri var bunu alalım.
Almak, dinlemek, bunun içinde dinlenmek bizim rahim tarafımız;
Ve ışık olmak rahman tarafımız. Rahmet gitsin azap değil. Bunun için en kıymetli kalpte kabul ve sevgiyi gerçekleştirmek için cesur 1 adım atalım tüm yönlerimize…
Künn sesi, yaradılış aşk ile olduran frekans. Tarihte kayıtlar aşk üzerine ve atomları bir araya getiren sevgi iletişim ise en hakiki bağlantı kendinden başlar. En karanlık alanlarımızın en derin katmanlarında bu aşk ve sevgiye duyulan derin özlem ve çağrı var aslında.
Aşk merkezde midir? Sevgi taraf tutar mı?
Aşk bir seçim midir? Yoksa kendi tamlığını ve bütünlüğünü, her halini kabul eden memnuniyet hali midir? Aşk sağ ya da sol, rahman ve rahim, yin ya da yang, karanlık ya da aydınlık tarafta mıdır? Yoksa Aşk merkezde midir? Sevgi taraf tutar mı?
Aşk’ın kıblesi nedir? Ya sevginin Pusulası?
Hangi yöne adım atsan, nereye baksan aşk ise ve varoluş bunun üzerine kurulu ise merkezimizden tüm yönlerimize doğru kabul ve ebedi aşk gözlükleri ile bakabilir miyiz?
En acıyan, en yaralı, en haykıran, dolmuş taşmış, ya da kurumuş, çok ses getiren, ya da artık hiç ses vermeyen yönlerimizi kıblemize çevirebilir miyiz?
Kıblemiz Kâbe,
Kâbe kalp,
dünya o kalbin içinde ve
dünyada ne yaşanıyorsa ne tezahür ediyorsa içimizde.
Yeni bir başlangıcın kanat sesleri;
Korksak ta bir adım atarak cesaret ile,
Dirençlerimiz olduğunu bilsek te kabule doğru 2.adımı atarak,
Sevgiyi, aşkı bulamasak ta, buna niyet ederek kalbe odaklı 3.adım ile
yeni çağın şafağında dünya rahminden yeniden doğabilir miyiz?
Teslimiyet, esneyebilen bir tevazu, kabul, güven ve sevgi ile olsun küllerinden yeniden doğan anka kuşlarının içsel özgürlüğünün doğuşu…Karanlık ve aydınlığın, rahman ve rahimin tek ve bir olarak ışığa doğuşu ve yükselişi bu. Yeni bir başlangıcın kanat sesleri.
Kolaylıkla hikmetleri ile şifa ve nur aksın ağrıyan, sızlayan, merkezimizde kalamadığımız için rahatsız olan her yere. Hep teşekkür ederek dertleşelim muhabbet ile kendimizle.
Bu yinyang, alma ve verme döngüsünde hediyeleşme;
Eteğimizi çekiştiren o içteki çocuk her gün mızırdanıp beni gör, beni dinle, beni kabul et diyor. Boynumuzun borcu görülmeyen çocuk ne yapar? Boyun hesapları tutan sırati müstakiym. Bu 2’liği birleştiren köprüden borçları teşekküre dönüştürerek geçelim keyifle. Onurlandırılmayı, değeri hak ediyor her halimiz. Tüm yönlerimize 1 fırsat veren cömert yüreğimiz.
Aynadaki yüzlerce yüzün boynu ile iletişim ilham oluyor;
Kaçılamayan bir sürece girdik. İlahi sistem iş birliği içinde. Her yer aşk ve her şey sevgi. Ne varsa kabul desek te olan halimiz, en derinlerdeki katmanları açığa çıkarıyor. Kendimize dürüst olmak rahmetle akan yaşlar oluyor bazen. Bazen de uyku. Ya da dinlemek kendini.
Bugün aynadaki tüm yüzlerime hiç ayırt etmeden aşk ile bakmayı seçerek seni seviyorum dedim. Bu yüzlerde cesaret ile dürüst olmanın erdemini hatırladım. Oysa kendime söylediğim yalanlar ne kolay ve tatlıydı. Yüzsüzlük bu olsa gerek? Bu şekilde de sevebileceğimi gösterdim kendime.
Sevgide direnç boyundan vuruyor. Kabul edemediğimiz taraflarımıza direnç;
Bize yeniden sevmeyi, aşkı, kabulü, teslimiyet ve güveni hatırlatan bir süreç bu..?
Damarlarımızdaki asil kan, kudret ile akıyor ve ışıktan kanatlar kendine doğan yükselişin seslerini duyuruyor.
Melek Öztürk
Kolaylaştırıcı Simyacı
Bunu paylaş:
Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.