İÇSEL ÖZGÜRLEŞMENİN GERÇEKLEŞECEĞİ BİR YIL

DAHA YÜKSEK BİR DUYGU İLE BİRLİKTE NET BİR NİYET DURUMUNA GİRİN;
Yeni bir varoluş haline girin.
Olay gerçekleşmeden önce yeni genlere yeni sinyaller gönderin ve bedeniniz zaten o durum olmuş gibi değişecektir.

Neler hakkında şikâyet ediyorsunuz? Kimi suçluyorsunuz?

Nelerden vazgeçiyorsunuz? Kendiniz için ne zaman üzülüyorsunuz?

Minnettarlık sizin için nasıl bir histir? Minnettarlık ruh haline girin, orada kalın ve bunu günde birkaç kez tekrarlayın.

Dönüşümü Ölçmek-Yeni davranışlar; yeni deneyimler ve bu da yeni hisler yaratır buna evrim denir;

Bize hayat veren bir zekâ vardır. Bu zekâ tüm bedensel işlevleri organize eder ve kalbimizin atmasını sağlar. Bu zekanın hem sizin içinizden hem de etrafınızdaki her şeyin içinden akmasını istediğinizde, olabilecek tüm olasılıkların kapısını çalmış olursunuz.

Hayatınızı analiz ederken içselleştirdiğiniz duygularınızda takılı kalırsanız asla aradığınız cevabı bulamazsınız. Duygular geçmişte yaşadıklarınızın kayıtlarıdır ve siz bu kayıtları analiz ederseniz, geçmişinizdeki o dolabın çekmecesinde takılı kalırsınız.

Beyninizi değiştirmek için beyninizi kullanırsanız, sadece daha da kötüleşirsiniz. Egonun yardımı ile egoyu değiştirmeye çalışırsanız, sadece egoya yardım etmiş olursunuz. Programı başka bir program ile değiştirmeye çalışırsanız tekrar tekrar yeniden o programı yazmış olursunuz. Cismi bir cisim ile değiştirmeye çalışırsanız, sadece daha fazla cisimleşmiş olursunuz. 

Sadece ve sadece gerçek bilinç haline ulaştığınızda kontrolde olabilirsiniz ve ancak o zaman beyninizi ve hayatınızı değiştirip, geleceğinizi yeniden yaratabilirsiniz. 

Bize hayat veren bir zekâ vardır;
Onunla uyumlu hareket etmek için yoğun bir gününüzde zaman ayırabilir misiniz? Ama mağdur veya korkmuş biri olarak değil; içinizdeki kutsallığın dışında hareket etmelisiniz.
Bunu yapmak size nasıl hissettiriyor?
Bu zekâ ile bir ilişki kurun ve onunla etkileşime geçin.
Bu zekâya ne söylemek istersiniz?

Cisim cismi değiştiremez, sadece enerji cismi değiştirebilir.

BİLGİDEN DÖNÜŞÜME

Bu bir gün boyunca hayatınızdan geri çekilmekle ve size kim olduğunuzu hatırlatan uyarıları ortadan kaldırmanızla ilgilidir. Bu süreç, artık aynı şeyi aynı zamanda ve aynı şekilde yapmamak, artık aynı insanları görmemek ya da aynı yerlere gitmemek ve beyninize ve bedeninize dünyanızla sürekli özdeşleşmesini engellemek için geri çekilmektir. 

Beyninize yeni bilgiler aktarmayı ve yeni deneyimler yaratmayı öğretin;

Yeni deneyimleri yeterince sık tekrarlarsanız, bunlar yeni bir yetenek haline gelir.

Dış dünyadan çekilip İÇİNİZE dönün.

Düşüncelerinizi analiz ettiğinizde, beyin dalgalarınız değişmez ve sadece gözleriniz açıkken yaptığınız şeyleri gözleriniz kapalıyken yapmış olursunuz.

Yeni yeteneklerinizi yoğunlaştırdığınızda emeklerinizin karşılığını alır ve onları deneyimlersiniz. Bunun için kendinize zaman ayırın. Kendinize değerli benliğiniz için yeterli zaman ayırmaya söz verebilir misiniz?

Hemen içinizdeki değişimleri gerçekleştirmek için harekete geçin.

Şimdi başlayın! Kendiniz için günde kaç saat ayırabilirsiniz?

Bilgi güçtür, ancak kendiniz hakkında bilgi edinmek, kendi kendinizi güçlendirmektir. 

KENDİLİĞİNDEN DÜZELMENİN ARKASINDAKİ SIR

Kendiliğinden düzelme yaşamış insanlar, örneğin ciddi bir hastalığı bir anda kaybolan insanlar, kendi benliklerini aşmışlardı ve kendileriyle o kadar mutlu bir hale gelmişlerdi ki artık hastalığı umursamamaya başlamışlardı. Ve işte tam o anda hastalıkları kaybolmuştu.

Onun için tam anlamıyla kendiniz olduğunuzda ve bir vizyon veya gelecekle bir bağlantınız olduğunda, aynısı size de olacaktır.

Kutupluluktan, ikilemlikten bir şeyler yaratmaya çalışırsanız, bu var olma durumu değildir ve o durumda mucizeler gerçekleşmez. İlahi olanı taklit etmek, yani yaratan olmak için, kendiniz ilahi olmalısınız.

Kendiliğinden düzelmenin tetikleyicisi nedir?

İlahi olanı taklit etmek, yani yaratan olmak için, kendiniz ilahi olmalısınız.

Engin, yenilmez ve sınırsız. Eğer bu duyguyu yaratabilirseniz, o zaman siz de genlerinize yeni sinyaller yollayabilirsiniz.

Düşünce ve Duygu Döngüsü

Her düşünce ile yeni bir kimyasal bileşik yaratıyorsunuz. Hissettiğinizi düşündüğünüzü hissettiğiniz an, ne hissettiğinizi düşünmeye başlarsınız. Beyin sürekli olarak bedeni izler ve bu süreçte daha fazla kimyasallar salgılar, bu kimyasallar hissettiğinizi düşündüğünüz şekilde hissetmenizi sağlar ve bu sayede yıllar boyunca düşündüğünüz gibi hissedersiniz.

Zamanla, bu düşünme ve hissetme ile hissetme ve düşünme döngüsü bir varoluş haline gelir. Zihin ve beden birlikte çalışır, düşünceler ve duygular kadere odaklanmaya başlar.

Ne zamanki beden bir şeyi zihin kadar iyi bilirse, o zaman alışkanlıklar ortaya çıkar. Zamanla beden zihin haline gelir. 35 yaşındayken hayatınızın yüzde doksan beşi bir bilgisayar programı gibi içsel davranışlardan, duygusal tepkilerden, inançlardan, algılardan ve tutumlardan oluşur. Daha sonra bilinçaltında bir makinenin içindeki bir hayalet olursunuz.

Duygular ve hisler geçmiş yaşanmışlıkların ürünüdür;
Deneyimleri hep daha iyi hatırlarız çünkü onlarla birlikte gelen duyguları hatırlarız. Bir deneyim yaşadığınızda beş duyunuz da dış dünyanıza bağlanır- gördüğünüz, kokladığınız, tattığınız, hissettiğiniz ve duyduğunuz her şeye. 

Bunların hepsinin tam ortasındasınız ve tüm bu veriler beyninize değişik duyusal kanallar üzerinden akıyor. Bu bilgi beyine gelir gelmez, nöronlarınız karmaşık bir şekilden organize bir şekilde geçer. Ve bu nöronlar doğru yerlerine yerleştikleri an, beyin kimyasal bir madde üretir ve bu bir duygu veya his olarak algılanır.

Ben diye başlayan cümlelerinizi gün içinde otomatik olarak kaç kez yinelediğinizi far edin. Bir adım daha ileri gidip bu ifadenizle hangi duyguları yarattığınızı kontrol edin. Bedeniniz bilinçaltınız olmaya başlar. Gerçek bir olaydan kaynaklanan bir his ile sadece düşünerek yarattığınız his arasındaki değişiklikleri fark etmez. Çünkü beden için her şey aynı ve birdir.

Tepkisizlik dönemi- Mizaç- kişilik özelliği haline NASIL gelir;

Etrafınızdaki bir şeye veya birisine tepki gösterdiğinizde vücutta meydana gelen kimyasal değişime bilimsel olarak tepkisizlik dönemi denir. Kimyasal düzeyde, aniden farklı bir şekilde hissetmeye başlarsınız ve olaya duygusal tepkinizi nasıl kontrol edeceğinizi bilmezsiniz. Bu duygular saatlerce veya günlerce sürmesine ruh hali denir. Aynı şekilde tepkisizlik dönemi haftalar veya aylar sürdüğünde, mizaç denen şey oluşmaya başlar. Yıllarca sürdüğünde ise kişilik özelliği haline gelir.

Kendinizi bu duygularınızdan kurtardığınız zaman, enerjiyi serbest bırakırsınız. O zaman bedeniniz artık geçmişinizin kölesi olmaktan çıkar. Bunun gerçek hayatta olanlarla hiçbir ilgisi yoktur- bu yüzden gerçekte olanları analiz etmeyin, sadece duygulardan kurtulun.

Duygusal yükü olmayan bir anıya bilgelik denir;
Gün geçtikçe aynı duygu ile yaşıyorsanız ve bu duyguları bedeninize duygusal bir ruh olarak programladıysanız, hayatınıza geçmişin gözlüklerinden bakıyorsunuz demektir.
Bedeni bu duygusal bağımlılık zincirlerinden kurtardığınızda, beden şimdiki anı devreye sokar ve enerjiyi serbest bırakır, buna neşe denir. Ve o anda, daha önce hiç görmediğiniz olasılıkları görürsünüz çünkü onlara geçmişin perspektifinden bakmıyorsunuz

Geçmişten bir olay hatırlayın ve bu hatıraya bağlı duygusal bir yükünüzün olup olmadığını gözlemleyin.
Eğer duygusal yükünüz varsa, bu yük nedir?

İnsanlar duygularını katman katman yanlarında taşırlar ve bunun kim olduklarına eşit olduğunu düşünürler. Kişiliğinizi değiştirmek için içselleştirdiğiniz ve kimliğinizin bir parçası haline getirdiğiniz duygulara bakmanız gerekir.

Share this content:


Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Cevap Yazın

Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin