Depremler insanların içlerindeki sıkışmaların Dünya’ya olan tezahürüdür. Bundan 30 bin yıl kadar önce Sevgili Hz İdris söylüyor: “Dışarısı içerisi gibidir.” Dünya’da gördüğümüz her şey içimizde mevcuttur. O yüzden dış dünyayı bedenimiz olarak görürsek Dünya da bizim bedenimiz. 

Dünya neden sallanıyor?
Dışardaki sarsıntılar içimizdeki sarsıntılardan oluyor. Öfkelerimiz, kaygılarımız, korkularımız, endişelerimiz, Yaradan’dan uzak duygular, bir şekilde Dünya’nın merkezinde ve kabuğunda manyetik sıkışmalar yaratıyor. Deprem Dünya’nın kendini şifalandırma yöntemi. Toprağı alt üst ediyor, cevherleri açığa çıkarıyor vs. İçimizdeki sıkışmaları bu şekilde yaşıyoruz. 

Dünya kendisini başka yollarla şifalayabilir. Toprağın biraz daha derinlerinde olabilir. Eğer Dünya’da sıkışmayı, bunun tekrar tekrar olmasını arzulamıyorsak, kalplerimizdeki sevgiyi ve ışığı daim tutmalıyız. Sıkışmış duyguları değil de; korku, endişe, kaygı, üzüntü gibi duyguları değil de sevgiyi yüceltmek Dünya’daki o sıkışmayı da şifalayacak; bu tür depremler olmayacaktır. Bir gün inşallah kendimizi bu tür durumlarla sınamayacağız.

Dünya birliği;
Covidin de Dünya’yı dönüştüren birçok hediyeleri vardı. Aynı şekilde bunun (depremin) da hediyeleri var. Az kolay durumdan geçen Canlarımız var, ama sonuç olarak bu tür durumlarda Dünya birliğini hatırlıyor. Dünya “farklı farklı öğretilerden, dinlerden yetişmiş, ayrı ayrı insanlar” olmadığını, bu Dünya’nın üzerindeki insanlık olarak Tek Varlık’ın içinden geldiğimizi ancak o zaman hatırlıyoruz. Bunu daha önce hatırlasak daha güzel olur, ama bu tür olaylar bazen vesile oluyor. Böyle şeyler Dünya’nın birleşmesini sağlıyor. Bu birlik daim olsun inşallah, hatırlayalım. Devletlerin birbirleriyle olan husumetleri geçmişten gelen husumetleri olabilir ama insanlar birler. Kardeşiz ve yan komşuyuz, bunu hatırlamak daim nasip olsun. 

Büyük dönüşüm sarsıntılarının sonrasında büyük sıçramalara yol açtığını görüyoruz;
Bu da öyle olacak. Türkiye Dünya’nın kalbi. Kalp çakrasındayız Dünya’nın. Bu 2012’den sonra daha da netleşti. Kalbin üzerinde çok fazla perdeniz varsa o perdelerin açılması belki biraz daha sarsıntılı oluyor. İnşirah Suresini okursanız kalbin yarılıp açılmasından bahsediyor. Türkiye biraz inşirahını yaşıyor. Büyük yükseliş demek oluyor inşirah, uyanış gibi, aydınlanma, büyük bir şey. 

Türkiye bir misyona sahip. Anadolu misyonu var. Anadolu’nun altında güzel tohumlarını ekmiş birçok Usta var; Yunus, Hz Mevlana gibi. Buradan geçmiş bir sürü Peygamber var; Hz İdris, Hz İbrahim, Hz Yuşa gibi. O enerjilerin tekrar uyanması gerekiyor. Burada toprağın altında sıkışmış o enerji de çıkıyor aynı zamanda. 

Sadece burada değil Dünya’da da bu tür büyük sarsıntıların sıçramalara yol açtığını görebilirsiniz. Japonya hep böyle değildi. Japonya’yı şimdi görüyoruz, 9 depreminde sallanıyor, herkes hayatına devam ediyor. Tarihini araştırın Japonya’nın, bir seferinde yerle bir oldu, yaklaşık 9’un üzerinde depremle. Ama ondan sonraki Japonya tarihini inceleyin. Öyle bir Japonya ortaya çıktı ki; gerçekten sevgi dolu, yaptığı işi en güzel şekilde yapan, her canlıya saygı duyan bir toplum açığa çıktı. 

Bizde de öyle olsun. Bu bir sıçrama, daha yüksek, daha güzel bir topluma uyanacağız. Daha birlik bilincinde bir topluma uyanacağız. Bundan sonra bu sarsıntılarla değil de yumuşak yumuşak geçişlerle olsun inşallah. 

Melek Öztürk

Kitaplarıma Ulaşmak İçin TIKLAYINIZ..

Share this content:


Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bir Cevap Yazın

Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin