Duygularda saflaşmada belirli bir orana gelmeye başladığınızda bu sefer sizin için önemli olan düşüncelerde saflaşmaya geçmek oluyor. Çünkü duygularda saflaşman yaşamınızı konforlu bir hale getiriyor. Yaşamınızın keyifle, cennet hallerinde geçtiğini deneyimliyorsunuz. Birileri sorsa nasıl yaşamın içindesin?
Cennetin bir köşesinden diğer köşesine hareket ediyorum der bazı arkadaşlarımız. Belki bunu Alşimi Bilgelik okulundaki simyacılar, mutlaka yolculuğun bir yerinde hissetmiştir. Belki şu anda sürdürülebilir olmasa da en azından bu halleri deneyimlediğimizi görüyoruz her birimizin az ya da çok.
Duygularda saflaşma yaşamınızı konforlu bir hale getirmenin yanında perdelerinizi de kaldırıyor;
Olayları görünenin ötesinde görmeye başlıyorsunuz. Görmeniz, bakışınız değişiyor, duyularınız başka şeyleri algılamaya başlıyor saflaştıkça.
Gözünüz görülemeyeni, kulağınız duyulamayanı duymaya başlıyor, rehberler olsun başka şeyler olsun. Çünkü kulağınızı kapatan şeyleri, gözünüzdeki gözünüzü aşağıya çeken şeyleri bırakmaya başladığınızda zaten bunlar kendiliğinden olmaya başlıyor.
Kendiliğindenmiş gibi olan şeyler bu çalışmanın ürünü. Bir bakıyorsunuz hiçbir çalışma yapmazken görmeye, duymaya başlıyorsunuz. Mesaj almaya başlıyorsunuz. Saflaşma bunu getiriyor. Saflaşmanın belli bir aşamasından sonra bu sefer düşünce aleminde saflaşma, fantastik bir aleme girmenizi sağlıyor.
Düşüncelerde saflaşma sizin fantastik bir yolculuğa çıkmanızı sağlıyor. Duygularda saflaşma hayatınızı kolaylaştırırken.
Duygular madde aleminde daha çok, çünkü duygular su elementi
Su elementi madde elementlerinden fakat hava elementi öyle değil. Hava elementi çalışmasına girdiğiniz anda yukarı aleme girmiş oluyorsunuz. Mesela nefesin içine girdiğiniz anda yukarı alemlere geçersiniz.
Nefes hava elementidir;
Hava elementiyle ilgili çalışmalar yaptığınızda o yüzden fantastik bir aleme giriyorsunuz. Çünkü su alemi bu dünya ile alakalı. Bu dünyanın sizi dürtmeleri sonucu oluşan duygular. Bu dünyada olayların hakikatlerini görememenizin nedeni ve sonucu olan duygular. O yüzden düşünceler alemini saflaştırmaya başladığınızda bu sefer İlahi Kaynak’ın fantastik alemine genellikle giriyorsunuz.
Birazcık duygularda saflaşmada ilerledikten sonra düşüncelerde saflaşmaya tekrar dönmenizi tavsiye ederim.
Düşüncelerde saflaşmada olan şey; bu sefer kerametler açığa çıkıyor.
Emile’in Ölümsüz Üstatlar’da söylediği gibi. Orada yaptığı çalışmaların büyük bölümü için şöyle diyor: Ben dikkatimi tek bir yerde topladım. Birçok çalışma için aynı şeyi söylüyor. Dikkatimi evrenselde tuttum diyor. Bu düşüncelerde saflaşmanın ürünü. Oraya da ara ara dönüp o tarafı da güçlendirmeyi tavsiye ediyorum.
Düşüncelerde saflaşmada ilk çalışmamız ne geliyorsa onu yorumlamadan, izlemek; Pozitif veya negatif diye nitelendirmeden sadece izlemek.
Yaşamımızda da bunu gerçekleştirdiğimizde; dışarıda gördüğümüz her şey biziz, ancak bu bedenimize yansımıyor. Sizin öyle bir görüntünüz olduğu gibi çok güzel bir görüntünüz de var. Hepsine bakabiliriz.
Katıl veya alim görüntülerimiz de var. Önemli olan sizin neye bakmak, neyi çoğaltmak istediğiniz. Üzerimize aldığımızı çoğaltıyoruz.
O gelip geçiyor sadece izleyin. Eğer bunu farkına varırsanız, yani bu tarafı da kabul edebilir misiniz? Razı olmak. Öfkesinden, 3. boyut bakışlarından, her ne oluyorsa o olmaktan razılık. Hala izlemek istiyorsanız dikkatinizi o tarafa çeviriyorsunuz. Sizin dönüştürmeniz gereken tarafsa sadece izleyip alacağınızı alıp izlemeye devam ediyorsunuz. Bir şeye razıysanız üzerinize yapışmıyor.
Bir şey üzerinize yapışsın istemiyorsanız direnci kaldırın. Bu razılıkla olur. Her şeyden razıysanız hiçbir şey üzerinize yapışmaz. Önce kendinizin her halinden razılık.
BU BENİM DERKEN…
Buradaki “Ben” Kaynak, Ben her şeyi kapsayan, tüm evrendeki bedeninizdir. Fizik bedeniniz üzerine çalışıyorsanız bu “ben”i o zaman yanılıyorsunuz.
Evet herkes sizsiniz, ama bu beden herkes değil.
Bu ayırımı kaçırdığımızda dışarıdaki insanların problemlerini üzerimize aldığımızı görüyoruz. Ama eğer razı olursak gelip geçmesine izin verir tanık olursak iş kolaylaşıyor, izliyorsunuz. Ben neyi izlemek istiyorum. Hepsinden razıyım. Katilden de razıyım, tecavüzcüden de razıyım.
Bununla birlikte bunları izlemeye razı mıyım? Dikkatimi burada tutmak istiyor muyum? Dikkatimi burada tutup çoğaltmam gerekmiyor.
Biz dikkatimizi verdiğimiz yerde maddeyi çoğaltıyoruz;
Bazı insanlar; tacizleri, tecavüzleri, hayvanlara yapılan işkenceyi paylaşıyorlar. Bunun nedenini duyarlılık olarak açıklıyorlar. Bu gerçekten çalışan bir yöntem mi? Paylaşınca azalıyor mu olanlar? azalıyorsa bunları yapalım.
Hayır hizmet etmediğini, insanların enerjilerinin düştüğünü görüyoruz. İnsanlar “lanet” enerjisiyle yaşıyorlar, öfkeleri artıyor.
Haberciler görevi paylaşıyorlar. İzlersiniz ve geçersiniz. Bu konuda ne yapabilirim? Işığımı artırabilirim, gördüğüm bütün insanlara güzelliklerden bahsedebilirim. Tecavüz kötüdür diyeceğime, onların kalplerini yumuşatacak çalışmalar yapabilirim. Simyacı olarak görevimiz bu.
O yüzlerinizin hepsinden razı olmak, onları izlemeye devam etmek demek değildir. Onların sistemin bir parçası olduğunu biliyorum, hikmeti var, ama gözümü oradan çekmem lazım. Gözümü orada tuttuğum sürece yaratım devam ediyor.
İzlemek, razı olmak…
Razı olduğumuzu izlemeye devam etmeye gerek yok. Razı olmadığımız her şey üzerimize yapışır.
Kurs Önizlemeleri
Bunu paylaş:
Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.