Bu yazının Video Hali Mevcuttur. Buraya TIKLAYARAK izleyebilirsiniz.
Kendinizi sık sık kullanılmış hissederek istismar edilirken mi buluyorsunuz? Ya da sıklıkla diğer insanlar tarafından ciddiye alınmadığınızı mı düşünüyorsunuz? Aşağılanıyor, küçümseniyor, görmezden geliniyor, kimse umursamıyormuş gibi mi hissediyorsunuz?
Bazen insanlar sert ve yargılayıcı olabilirler. Hatta her şeyin en iyisini ve en mükemmelini kendileri biliyormuş gibi davranabilirlerde, böyle durumlarda sana hiç saygı duymuyorlarmış gibi hissedebilirsin. Sana değer vermeyen insanların çevrende olması gerçekten hoş bir duygu değil. Bazen oradan uzaklaşıp hepsine hoşçakal dahi demeden kaçmak ve ortamda hiç bulunmak istemeyebilirsiniz.
Belki bu bazen en iyisi olabilir.
Ancak diğer insanlarla birlikte vakit geçirirken de aynı sorunları yaşarsanız işte o zaman saygı kazanmak için bazı davranışları geliştirmeniz gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Çünkü insanların size saygı duymasını geliştiremezseniz ömrünüzün sonuna kadar insanlar size aynı şekilde davranır. Nereye, hangi ortama veya kimlerle görüşürseniz görüşün bu kısırdöngü aynen devam eder.
Başkalarının sizi ezmesine izin vermeyecek kadar kendinize yeterince saygı göstermeye başlamanızın zamanı geldiğini hissediyorsanız, o halde saygı duyulmasını sağlayacak davranışları bilmenin zamanı geldi.
O halde insanların size saygı duymasını sağlamanın altı yolu ne gelin birlikte bakalım;
- Önce Kendine Saygı Duy
Hepimizin kendimize değer vermeyi ve kendimizi gerçekten sevmeyi hissetmeye ihtiyacı var. Bu bir bencilik değil bu bir varoluştur. Öncelikle kendinin sevilmeye ve değer verilme isteğine saygıyı duyun. Unutmayın saygı önce kendinden başlar.
Çoğu zaman kendimize karşı çok sert oluruz, güvensizliklerimizin ve karanlık düşüncelerimizin ön plana çıkmasına izin verip kendimizi aşağı çekebiliriz. Bu olumsuz düşüncelerden uzaklaşın, biraz kendine saygı göstererek daha iyi düşünme kabiliyeti kazanabilirsiniz. İşte bu davranış kendinizi sevme yolunda ilerlemenizi sağlayacaktır.
Kontrol odağı (locus of control) teorisi ve mizahın stres üzerindeki etkisi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan akademisyen Herbert M. Lefcourt; Kontrol odağı çalışmasıyla insanların başlarına gelen olayların kontrolünün kendilerinde mi yoksa dış faktörlerde mi olduğuna inanma derecesini tanımlayacak bir çalışma yaptı. Çalışmaları sonucunda Lefcourt, insanların başına bir şey gelmesinin en önemli koşulunun içsel faktörler olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
İşte bu nedenledir ki öncelikle kendinizi suçlu hissetmemeniz ve buna izin vermemeniz saygı konusunda atılacak ilk adımınız olmalıdır. Bunun için hayatınızda önemli olan şeylere öncelik verin. Ve sağlıklı ilişkileri sürdürmeyi seçin. Başkalarının sizden faydalanmasına izin vermemeniz bu aşamada çok önemlidir. Bu nedenledir ki hayatta ödediğinizin karşılığını aldığınızdan emin olun.
Yani dondurma alırken iki top dondurma için para ödediyseniz ve karşılığında size bir top dondurma verildiyse bunu görmemezlikten gelmek yerine ikinci topu koymalarını isteyin. Yoksa kendinizi suçlu hisseder ve hatayı kendinde aramaya başlarsın. Eğer karşı taraf bunu kabul etmiyorsa dondurmayı iade edin. Çünkü buradaki asıl mesele dondurma değil kendine olan saygındır.
- Net Sınırlar Koyun
Hem kendimiz hem de başkaları için sınırlar koymak önemlidir. Diyelim ki misafirlerin geldi ve misafirlerinle film gecesi yapacaksınız. Misafiriniz ayaklarını sehpanın üzerine uzatıp, mısırları dökerek yiyorlarsa ve arada da ellerini koltuğu siliyorsa. Sizce bu kişi size saygı duyuyor mu?
Bu senaryoya göre öyle görünmüyor. Böyle durumlarda sınırlar koymak kesinlikle iyi bir adım olacaktır. Gerekirse bu durumu arkadaşınızla tartışabilir ve bunun üzerine konuşmalar gerçekleştirebilirsiniz. Unutmayın burası sizin ve burada sizin kurallarınız geçerli. O halde onlara ayaklarını bu şekilde sehpanın üzerine uzatamayacağını ve yağlı ellerini koltuğa süremeyeceklerini söyleyin.
- Her Zaman Nazik Olmak Zorunda Olmadığınızı Anlayın
Kim her zaman her dakika ve her ortamda nazik olmak istemez ki, Ancak kendi mutluluğunuz pahasına bunu yapmak zorunda olduğunu hissettiğinizde bu durum pek iyi fikir olmaz. Ne yazık ki pek çok insan kendilerine nazik davrananlardan yararlanabileceklerini düşünüyor.
Bu durum iyi bir insan olmayı bırakmanız gerektiği anlamına gelmez. Sadece ne zaman kendinize öncelik vermeniz gerektiğini bilmeniz yeterlidir. Bu konuda her zaman kendinizi suçlu hissetmeyin. Çünkü arkadaşlarınızın sizden istediği her iyiliği yapamazsınız ve yapamadığınız içinde artık sizden hoşlanmayacaklarını düşünebilirsiniz. Sizi her çağırdığında gitmek zorunda değilsiniz, bazen yalnızda kalmak isteyebilirsiniz. Her daim kendi istekleri doğrultusunda seni de yönlendirmek isterlerse de isteklerini çekinmeden söyle. Buna rağmen sana gönül koyuyor, anlamıyor, her seferinde en önemli kişinin kendisi olduğu imajını çiziyorsa; Reddetme, yalnız kalma hakkının olduğunu da unutma. Böyle bir arkadaş gerçekten sizin arkadaşınız mı? Bunun için kendinizi suçlu ilan etmenize değecek mi?
Kendini suçlu hissettiren kişilerden ve durumlardan uzaklaş. Çünkü bu senin saygını önce kendine karşı bitirecek bir hissiyatın ilk adımlarıdır.
- Konuş
Çoğumuzun belli durumlarda ortaya çıkan utangaç kişilikleri vardır. Bazen bir grup toplantısında konuşmayı bizim yapmamız, bazen herkesin gözlerimizin içine bakması veya bazen de birilerinden iltifat duymak o utangaç kişiliğimizi ortaya çıkarabilir.
Bu utangaç kişiliklerimiz zaman zaman karakterimize dönüşebiliyor ve yaşamımızın her anında bizi etkileyebiliyor. Başkaları sık sık sözünüzü kesiyorsa veya dinliyormuş gibi yapıyorsa sesinizi duyurmanız gerekiyor. Bunun içinde bazı hileleri kullanabilirsiniz.
Öncelikle konuşma esnasında sizin sözünüzü kesen birileri var ise konuşmanızı yaparken o kişinin adını söyleyin, bu durum genellikle ismi geçtiği için çoğu zaman kişinin size dikkat kesilmesine ve gerçekliğe dönmesini sağlar.
Bir diğer yöntem ise sık sık el hareketi ve herkesle eşit derecede göz teması kurmanızdır. El hareketlerinizi kullanmak dikkat çeker ve aynı zamanda mesajınızı güçlü bir şekilde karşı tarafa iletir. Göz temasını ise şöyle anlatayım, birisi ruhunuzun derinliklerine bakıyor olsaydı bunu mutlaka fark ederdiniz değil mi?
- Gereğinden Fazla Özür Dileme
Özür dilemek güzeldir ancak her daim gereğinden fazla özür dilemek karşı tarafın size karşı saygısının kaybolmasına neden olur. Kendi hatanız olan şeyler için özür dilemek bir erdem iken kendi hatanızın olmadığı bir şeyde sık sık özür dilerken kendinizi buluyor musunuz?
Bu durumda bir şey ters gittiğinde özür dilerim demek bir süre sonra alışkanlık haline gelir ve bu davranışınıza yansır. Bazen kaba görünmemek için bunu söylemek isteyebilirsin. Ancak sözlerinizin özellikle de özürlerinizin bir ağırlığı ve anlamı olmalıdır. Eğer çok sık özür dilerseniz, özür dilemeniz bunu sık sık duyan kişi için hiçbir şey ifade etmeyecektir. Ve ne yazık ki sözlerinizin bir değeri ve kıymeti kalmayacağından size olan saygısı da gün geçtikçe azalacaktır.
Çünkü sık sık özür dilemek başkalarına itaatkâr olduğunuzun bir işareti olarak görülebilir. Er ya da geç suçu her daim üstlenen kişinin sen olacağını düşünecekler. Eğer kendinize bir iyilik yapmak istiyorsanız sizin elinizde olmayan şeyler için özür dilemeyin. Ama unutmayın kaba olmaya gerek yok gerektiğinde özür dilemeyi de ihmal etme.
- Kendinden Emin Beden Dili Sergile
Güven çok önemlidir. İnsanların zaten genellikle söylediği şeyde budur. Aslında bu çoğu zaman doğrudur. Saygı görmek istiyorsanız, itilip kalkılamayacağınızı karşı tarafa göstermeniz gerekiyor. Bunun içinde beden diliniz iyi bir yol olacaktır.
Beden dilinizle güçlü ve iyi bir duruş sergilemeniz bu açıdan önemlidir. Herkesin doğru duruşu birbirinden farklıdır. Vücut tipinize göre size uygun olan güçlü ve karizmatik duruşunuzu bulun. Ayrıca kişileri dinlerken ve onlarla konuşurken göz teması kurduğunuzdan emin olun.
Kollarınızı bağlayarak dinlemekten kaçının. Çünkü kolları bağlama davranışı genellikle savunma veya düşünme esnasından kullanılır. Bu duruş şekli sayesinde de kişiye ilgilenmiyorum mesajını iletirsiniz.
Eğer ayaktaysanız ve doğru bir duruş sergilemek istiyorsanız rahat bir tavır sergileyin başınızı dik tutun ve gözlerinizi başınızın önünde tam karşıyı görecek şekilde ayarlayın. Konuşurken ellerinizin de konuştuğundan emin olun.
Eğer bu davranışları yaparsanız emin olun çevrenizdeki insanlar size saygı duyacak ve gıpta ile bakacaktır. Sonuçta diğer insanlar sizin içinizi bilemez ancak davranışlarınızla yaydığınızın enerjinizi hissedebilir ve ona göre davranırlar. Eğer enerjiniz güçlü ise saygı duyar değilse sizi pek önemseme. Unutmayın siz ne olursanız olun karşı tarafta oluşan algınız kadar etki eder ve saygı duyulursunuz.
Algılar dünyasında en önemli şey kişiler üzerinde oluşturduğunu duruşunuz, görünüşünüz, konuşmanız ve gücünüzdür. Doğada tüm canlılar güçlü olanlara saygı duyar. Bu saygınlık kişinin gücüne karşı, karşı tarafın geliştirmiş olduğu bir tutumdur. Ancak güç derken kaslı, iri yarı olmayı kastetmiyorum. Güçlü bir duruş, güçlü bir ses tonu, güçlü bilgi, güçlü bir zihin, güçlü bir dinleme, güçlü bir kariyer yani kısaca sizi güçlü gösteren şeyler, olaylar, durumlar ve tutumların tamamını kastediyorum. Eğer bunu iyi bir araba, çok para, iyi bir ev gibi algılıyorsanız kat etmeniz gereken çok şey var demektir. Çünkü insanlara güven veren şey sahip oldukların değil kendin olmadığın sürece saygı duyuluyormuş gibi maske takan insanların oyuncağı olmaktan öteye pek gidemezsiniz. Bu nedenle saygıyı kendiniz kazanın arabanız değil.
Evet çevrenizde saygı deyince ilk aklınıza gelen kim ve düşünün neden ona neden saygı duyuyorsunuz. İşte o sizin saygı duyma biçiminiz. O halde insanların sana saygı duymasını için neler düşünüyorsun. Yorumlarda bunların cevaplarını yazmanızı önemle rica ediyorum. Unutmayın ki yazdığınızda bunu kendinize emir olarak iletirsiniz ve dönüşümün ilk adımını atarsınız. Nokta dahi olsa düşüncelerini temsil edecek bir yorum yap.
Bunu paylaş:
Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.