Simyada amaç ruhsal alemleri fiziksel aleme indirebilmektir;
Etrafınızda dönüştürdüğünüz şeyler ruhsallığınızın göstergesidir. Simyacıyı simyacı yapan, ruhsallığını (9) fiziksel hale, ete kemiğe büründürme yeteneğidir (1, 8). Bu aynı zamanda topraklama (1, 4) yöntemlerinden biridir.
Yaratım süreci bakımından konuya bakacak olursak;
Yaratım ’da dünyaya gelme süreçlerinde;
Var olan sayısal değerlerle ifade edilemeyen titreşime sahip olan kaynaktan sayısal ifadede hayat bulabilen titreşim seviyesine inebilmek için titreşimin düşürülmesi yani ruhsal maddenin soğutulması – titreşiminin düşürülmesi- gerekmektedir. Titreşimin düşmesi aynı zamanda kaynağa dair bilgilerinde unutulmasına neden olur. Çünkü fiziksel aleme inişte titreşimi düşen bir beyin yüksek titreşimleri algılamakta zorlanacaktır.
Beynin ruhsal alemi algılama yeteneği arttırıldıkça hissettiği fark ettiği titreşimler de artacaktır;
Beyin düşünme mekanı değildir. Bilincin evi değildir. Beyin sadece elektro-manyetik titreşimler yayan bir varlıktır tıpkı diğer organlar gibi. Vücudumuzdaki bütün organlar bilincin ışığını alabildikleri seviyede, kendilerini ruhsal formla uyumlayabildikleri seviyede gerçeği algılayabiliyorlar. Madde formunda oldukları için ruhsal formla buluşturulmadıkları sürece kendilerini sadece fiziki boyutta ifade edebilirler. Dolayısıyla aşağı iniş sürecinde kaynaksal özümüzden, bu titreşimden uzaklaştığımız için unutuyoruz.
İnvolusyon (aşağı yönlü tekamül- fiziksel aleme iniş)
Simyada titreşimin düşürülerek fiziksel aleme iniş sürecine involusyon (aşağı yönlü tekamül- fiziksel aleme iniş) denilmektedir. Aslında aşağıya iniş nedenimiz bedenin fiziki-katı form titreşimiyle beraber ruhun bütün özelliklerini ete-kemiğe büründürmek.
O yüzden içimizdeki Simyacının görevi; aşağı indikten sonra ruhsal alemdeki bilgiyi (Yaradan’ın sıfatlarını) madde bedenine zerk etmektir.
Bizler eksikliği tamamlamaya gelen ruhlar değiliz. Dünyada bedenlenmeden önce farklı galaksilerde farklı formları deneyimledik. Bu formlarda stajlarla ustalaştıktan sonra sıra Dünya ya geldi. Bu seferki görevin sevgili insan kabul ettiğin gibi, madde aleminde ustalaşıp Yaradan’ın sıfatlarını bu aleme zerk etmek. J
Yaratımın amacı, katı haldeki bedende yüksek ruhun bütün özelliklerinin hayat bulmasıdır. Buna tekamül – envolusyon denilmektedir.
Zihnin Dili Kelimeler, Ruhun / Kalbin Dili Sembollerdir.
Sidcin; dibin dibi-en düşük kaba titreşim hali-cehennemin en dibi.
İnsanların kutsal kitaplardaki mesajları anlayamamalarının nedeni bunlara kalple değil zihinle bakmalarıdır. Sidcin derken kastedilene kelime olarak baktığında cehennemin en dibi algılanırken sembol olarak bakarsan involusyonun en dibi olarak ifade edilir. Buradan sonra envolusyon başlar.
Bu durumda bedenin inişte tek tek kodlanan her bir hücresinin yine tek tek titreşiminin yükseltilmesi gerekmektedir (Tıpkı Hz.İdris in terzi olarak evrenin kumaşını dokuduğu gibi ) . Envolusyonda 4. kademenin üzerine çıktığın andan itibaren artık fiziksel bedende ölümsüzlük gerçekleşmiştir. Vahdet alemlerinde (1-2-3. alemler vahdet alemleridir) zaman ve mekan ortadan kalktığı için oraya eriştiğinde her zaman her yerdesin (LA-MEKAN : Hz.Hızır/Hz.İdris , LA-ZAMAN : Zülkarneyn).
Aşağı inerken görevli olan var da yukarı çıkışta yok mu? Tabiki var. Lucifer ( ışığa taşıyan) Morning Star J . Ne zaman yukarı çıkışta direndin lucifer sahaya çıkar engellerini yaratır çözmek zorunda bırakır ve seni yola sokar.
İnsan, bu dünya üzerinde ete-kemiğe bürünme süreci içerisinde simyadan geçer
Tekamülde Yaradan’ın sıfatlarını deneyimlediğinde, bilirsin. Nihai-i hedef bilmektir. Bilmek ise görünür kılmaktır.
Deneyimlemek Bilmektir. Bilmek İse Görünür Kılar.
İbni-Arabi, Fusus-El-Hikem de her bir peygamberin hangi sıfatı tecelli ettirdiğini anlatır.
Amaç, sadece tek bir sıfatı tecelli ettirmek değilken kim hedefe ulaştı acaba? O zaman proje bütün sıfatları bütün olarak tecelli ettirmektir.
Bu nedenle konuşan sen değilsin. Senin üzerinden konuşan Rab mekanizması, şayet ego nefs benliğin saflaşmış arınmışsa,, insanlara usta olduğunu hatırlatacak yöntemleri aktarmanı sağlayacaktır.
Öğretmen, insanlara bilmediğini düşündüğü şeyleri öğretendir.
Rehber ise kim olduğunu hatırlatandır,
İçsel rehberliği ile görevi aldığında içimizdeki simyacı, karşısındaki kişilere aktardığı yöntemlerle kim olduğunu hatırlatır.
Simyanın İçindekiler -Kapılar
Simyanın içinde; Hz.Adem in bilgisi, Muhammedi bilinç, Hz.İdris in hikmeti, Hz.Nuh un hikmeti, Hz.İbrahim in teslimiyeti, Hz.İsa nın koşulsuz sevgisi, Hz.Musa nın iradesi, Hz.Davut un ilahi geometri bilgisi, Hz.Süleyman ın bolluğu, bütün peygamlerin temsil ettiklerinin özü vardır. Modern bütün bilimleri/kadim bilimlerin özünü barındırır.
Bu nedenle büyük resimden bakıldığında bütün bilimlerin / ilimlerin temelindedir ve hepsini içerir. Bunları anladığında varlığı anlıyorsun.
Hz.İdris/Hermes, Hz.Adem in 7. Kuşaktan torunu ve bütün modern bilimlerin babasıdır.
Örneğin, Hidrojen atomunu tanıdığında evrenin başlangıcını anlıyorsun. Hidrojen atomu ateş elementidir ve ilk kıvılcımı yaratmıştır. Hidrojen, kendi içerisindeki bağları kurarak hidrojen bulutundan yeni elementlerin oluşmasını sağladı. Farklı bağlar ile elementler oluştu. Elementler maddeleri oluşturdu falan derken… Kimyadan hoppp evrenin oluşumuna geldik simyayı hatta yaratımı anladık J . Zümrüt tabletler gözlemcilikten bahsetmiş demiş ki dışarısı içerisi gibidir bir bak kendine. Sonra kuantum fiziği çıkmış demiş gözlemci etkisi. Simya içerir fizik J.
Tek Kaynağa Hizmet Etmek
Simyacı, tek bir kaynağa hizmet eder.
Tek kaynağa hizmet edenlerin ortak özelliği, bu dünyada var olan her şeyi onurlandırmalarıdır.
Canlı/cansız, iyi/kötü, Yaradan’a yakın/Yaradan’dan uzak her şeyi onurlandırır. Çünkü kaynak tek ve her şey onun içinde. İçimizdeki simyacının temel özelliklerinden biri her şeyi onurlandırmasıdır.
“Karşınıza Çıkan Herkes, Sizin Zamana Dağılmış Hallerinizdir.”
“Öfke, Korku, Kaygı, Kıskançlık, Acı, Üzüntü, Mutsuzluk Cehaletin (Unutmuşluğun) Ürünleridir. (Hermes)”
O zaman içimizdeki simyacının keşiflerinden biri canlı/cansız çevresindeki her şeyi, karşılaştığı her şeyi, kendisiyle yüzleştiği her duyguyu her hali kalpten onurlandırmasıdır. Bu duygular kaba dünya halleri (titreşimi düşük) bile olsa onurlandırır.
Biri bir duruma çok fazla tepki veriyorsa bir zaman bir yaşamda aynısını yapmıştır.
Ama unutma ki simyacı kaba duygularda kalmaz. Sadece onları arındırmak için o duyguların içine girer. Simyacı bu alemin üzerine çıkar. Çünkü; kaba duygular da Yaradan’ın içinde evet bunu kabul ediyoruz. Ama bunlar O’nun formunun yaratımını sağlamazlar. O halde Ona ait değillerdir. Onlar sadece bizim aşağı inişimiz için vasıtalardır.
İçimizdeki Simyacının ikinci keşi, kaba duygu hallerini olağan kabullenmemektir. Aman canım ne olacak insanız sonuçta korku da öfkede bizim için olur öyle şeyler. Olmazzzz Yok canım böyle bir dualite J.
İçindeki simyacıyı keşfeden biri hayatının her anında bir simyacı gibi konuşur. Dili Yaradan’ın dilidir. Kaba duyguları övmez olağan kabul etmez. Çünkü; Yaradan İn Aşağıya Benim Sıfatlarımı Öv. Benim Muhteşemliği Göster diyor. “Git acı çek de hayatı öğren” demiyor.
Demek ki neymiş, Simyacı bir duyguyu yaşarken “Bu ne kadar Yaradan’ın içinde beni ne kadar Ona yaklaştırıyor” diye bakar ve buna göre içinde kalmaya karar verir ya da vermez. Dünya da yaşarken kaba duyguların varlığını görüp onurlandırıyor ama içinde kalmıyoruz. Unutma kaba duygular seni ağırlaştırıyor. Tekamül edebilmek için ağırlaştıran her şeyle vedalaşıyoruz J
Rehberin Anlattığına Değil Olduğu Hale Bakılır.
Kendi yapmadığın çalışmayı, kendi hayatına uygulayarak hal haline getirmediğin hiçbir şeyi başkalarına yaptıramazsın. “Eşekten düşmedin ki onlara binmeyi öğretesin düşerlerse acıyan yerlerini bilesin.” J
Yapamadığın bir çalışma varsa bir bilene sor ki direncinin nedeni belirsin. Hatta arkasındaki hikmeti öğren uyumlan J
Örneğin, saflaşmanın arkasındaki hikmet: ruha ulaşmanın en temel yöntemi, ruhundaki, duyularındaki perdeleri kaldırır.
Bir simya eğitmenin en önemli konusu öz değerdir. Yaşamımızda kendi değerimizi anlamaya vakit ayırıyoruz. Kendi öz değerini hatırlayan rehberdir.
Yeni Yaşama Hazırlık ve Rutinleri
1: Her şeyi onurlandır.
2: Kaba duyguları gör bil ama orada kalma arındır. Hep yüksek titreşimli duygularda kal
3: Her sabah kalktığımızda kendimize “Ben … bir simyacıyım ve tüm dünyaya ışığını yaymaya hazır olan deniz feneriyim. Ben Yaradan’ın ışığını tüm insanlara ifade etmeye değerim.
Ben Işığın kendisi olan hakiki insan gibi yürümeye, düşünmeye, olmaya layığım. Ben bir ölümsüz üstat, bir usta, avatar olmaya layığım.” diyoruz. Çünkü sen zaten Yaradan’ın değerinin parçasısın. Bu cümleleri kendine kodladığında ışığın yükselecek ve ışığın ulaşması gerekenleri sana çekecek.
Simyadaki önemli adımlardan biri özle sözü birleştirmektir;
Bunun için kendini Yaradan’ın halleriyle tanımlamalısın.
” Ben cesaretin, bolluğun, şifanın … kendisiyim”.
Buradaki ben benim fiziksel benliğim değil onun ötesi.
Bir Ben Vardır Ben de Benden İçeri
Çalışma-1: Gün içinde kendini nasıl tanımladığını izle. “Yaşam içindeyken kendimi nasıl tanımlıyorum? Değerimi nasıl tanımlıyorum.?” soru bu. Cevabı yazıyoruz.
Çalışma-2: “Özüm beni nasıl tanımlıyor?” 1. Çalışmayı bu kez özün dilinden yazıyoruz.
Bunu paylaş:
Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.