Oruç Tutmanın Gezegenlerle Bağlantısı
Her günün bir gezegeni var. Oruç tutmanın gezegenlerle bağlantısı ve bir etkisi var mı?
Güneş böyle aslında; neşeli, coşkulu, yayılıyor. Canlılık veriyor insana böyle açtığı zaman. Aslan da böyle. Güneşi anladığınızda Aslanı anlıyoruz. Güneş bir yandan da hani diğer insanları da, diğer arkadaşlarınızın da Güneşi neredeyse, aslında yaşamının orada parladığını görüyoruz.
Güneş Yengeçte ise duygularda parlıyor kişi. Güneş toprak burçlarından birindeyse daha fazla Dünya alemindeki şeylerde parlıyor.
Oğlaklar zirvelerde parlıyor; Boğalar yaşamın keyfini çıkararak parlıyor. Oturup sağa sola ağır ağır bakıp “Ya burası ne güzel, ooo burası da ne güzel!” demek için. Güneşin nerede parladığını görüyoruz. Bir Aslan için zaten Güneş kendisi. Kendi yuvası orası. Diğer insanlarda da Güneşin nerede parladığını görüyoruz aynı zamanda.
Oruç, Yükseliş Yöntemlerinden Biri
Oruç, kadim zamanlardan beri kullanılan yükseliş yöntemlerinden biri. Bu yükseliş yöntemlerinde özellikle bunu bağlantı kurmayı güçlendirmek için kullanmışlar. Çünkü beden sürekli sindirimle iştigal ettiğinde sindirime harcadığı enerjiden dolayı bağlantıya doğru yönelemiyor belki. Bağlantıya yönelmek için içe doğru dönemiyor. Bedenin bunu yapmaması bir şekilde aynı organların bu sefer ruhsal planda çalışmalarını sağlıyor.
Yani mideniz artık sindirecek bir şey yoksa işi İlahi Kaynak ile bağlantı kurmak oluyor. Karaciğerin işi sürekli sindirmeye çalışıp besinleri ayrıştırmaktansa çünkü karaciğer bedenin en sıcak organı bu arada. Hani öfke üretmektense huzur üretmeye başlıyor bu sefer, huzuru yayıyor. Karaciğer her şeyi daha derinden görmenizi sağlıyor bu sefer. Normalde karaciğer her şeyin derinliğini görmek demek aslında.
Mide bütün enerjileri özümsemek, onları bedenine aktarmak için var.
Bedenin kapha organı, bütün o şeyleri alıyor ondan sonra bedene aktarıyor, özümsüyor. Onların güzelliklerini alıyor. Çok da bedenin işine yaramayan varsa da onu gönderiyor diğer sistemlere. Enerjileri özümsemek için var.
Her organın bir fiziki bir de ruhsal görevi var;
Bir de yaratım görevi var. Organlar yaratırlar. Mideniz yaratmak için var. Aslında sindirim ikincil görev mide için. Karaciğer, en ince ayrıntısına kadar süptil alemi görebilmeniz için var. O yüzden ayrıştırıyor her şeyi. Parçalıyor, kategorize ediyor. Organize ediyor, paketliyor. Nerenin ihtiyacı varsa gönderiyor bedende. Karaciğer çok iyi bir organizatör. Aynı zamanda derin dalgaları çok iyi algılayıp okuyabilen bir organ. Süptil alemleri.
Bağırsaklarınız bir alem zaten. Her bir tarafı başka bir alem. Lenf sistemiyle beraber çalışıyor. Bağırsaklarınız bu alemlerin her biriyle bağlantı kuran çeşitli canlılar taşıyor. Bir habitat orası. Bu habitatla beraber belki Evrenin her tarafıyla bağlantı kuruyor. Onları fiziki formda daha fazla bir huşu vecd deneyimine dönüştürmek için var. O deneyimi fiziki bir duygu haline getirmek. Yani içinizde hissettiğiniz bir şey.
Bir şeyi bilmek işe yarıyor ama bildiğiniz bir şeyi hissetmek çok başka bir şey. Bilgi ile idrak arasındaki farkı önemli. Bir gün bildiğiniz bir şey öyle bir hale geliyor ki “Aaa buymuş!” dediğinizde idrak geliyor. His geliyor oradan, artık ete kemiğe bürünmeye başlıyor.
Orucun böyle bir etkisi var. Organların fiziki etkilerinin değil organların ruhsal etkilerinin de kullanmaya başlanmasıyla bağlantılı. İnsanlar böyle mi oruç tutuyorlar? Tabii aç kalmak gibi algılıyoruz orucu. Toplumsal duyarlılık olarak algılayan insanlar var. Aç olan insanları anlamak gibi. Bu da işin bir tarafı. Konudan ayrı bir yerde değil. Aslında karşındakini algılamak. Karşındaki benim, aç olan da benim.
Deneyimleyebilirsem onu daha derinden anlayabilirim. Orucun bu tarafı da çok güzel, sosyal tarafı yani.
Venüs: Yemeğin Güzelliği
Başka bir tarafı bağımlılığınızdan kurtulmak. Yemeden de yaşayabildiğimizi görebilmek mesela. Bedeniniz yemeden de gayet canlı bir şekilde olabiliri görmek. Belki de bir gün yemek yemeden de yaşayabileceğinin farkına varma. Ama yemeğin de güzelliği var. Nedir? O Venüs yani. Onu göreceğiz, bu Dünyanın güzelliklerini tatmak.
Tadarken bunu bir zorunluluk ya da hayatta kalma için yapmamak. Çünkü insanlar belki de hayatta kalmak için yemek yiyorlar. Orucun hayatta kalmak için yemek yemek kavramını da çözücü etkisi var. Çünkü yemek yemek hayatta kalmak için değil, bu Dünyanın güzelliklerinden tatmak için aslında.
Şimdi ne oluyor? Yine yemek yiyor kişi bu bilinci aldığında. Ama bu sefer yemek yemek gerçekten Dünyanın güzelliklerini bedenine yaymak için. Dünyanın farklı yerlerinden farklı bitkiler, bunların güzelliklerini varoluşumuza yaymak, bedeninize, hücrelerinize yaymak için. Bağımlılıkların çözülümünü sağlıyor. En azından yemeğe bağımlılığın çözülümünü sağlıyor. Aynı zamanda “Yemezsem ölürüm”ün çözülmesini sağlıyor aynı zamanda.
Bedendeki ateş mekanizması:
Bir yandan da bedendeki ateş mekanizması çok fazla yüksek düzeyde çalışmıyor oruç halindeyken. Yani ateş mekanizması agresif hale gelmiyor. Çünkü bunun meydana gelmesi bedene gıda aldığınızda mide asit salgısını artırıyor, gıdayı sindirmek için salgılar başlıyor. Bunlar yine belki yemediğinizde salgılanıyor ama yüksek oranda sindirilecek bir gıda olmadığı için salgıyı durduruyor. Bir yandan da bedenin huzura kavuşmasını sağlıyor.
Sürekli dışarıya çıkıp bir şeyler yapma stresinden, mesela Ramazan’da insanlar böyle ne şekilde olursa olsun, toplum ne şekilde olursa olsun, huzur gelir o ay insanlara. Çünkü bedendeki ateş agresif bir hale gelmiyor çoğu zaman. Yine orada öfke olabilir fakat bunu bilmeyen insanlar için belki de tam tersi olabiliyor.
Şirketlerde çalışırken müdürlerden biri çok sinirliydi. Oruçtayken kapıyı tamamen kapatıyor, gün boyu kimseyle görüşmüyordu. Konuyu anlamamış oluyoruz böyle olduğunda. Bunun hikmetlerini algılayarak oruç tutuyorsanız o zaman oruç sizin varlığınızda bir şeyi açıyor. Sizin varlığınızla bağlantı kurmanızı sağlıyor. Yoksa sadece aç kalmak oluyor, aktivite oluyor. Biraz huzur, beden arınıyor. Belki kilo vermek için de oruç tutanlar var. Bunların hepsini yapabilir ama bunların ötesinde oruç, fiziki organlarınızın ruhsal seviyede çalışmalarını sağlıyor.
Orucun Gezegenler ile bağlantısı:
Bunun gezegenlerle bağlantısı var. Günlerin enerjisiyle bağlantısı var. Neden? Eğer siz oruç halindeyseniz pazartesi günü, Ayın etkilerini çok daha yoğun düzeyde alıyorsunuz. Çünkü pazartesi Ay günü. Ayla ilişkiniz çok daha güçlü oluyor. Ay bir yandan mide ile bağlantılı.
Güneş kalp ile Ay da mide ile bağlantılı;
Pazartesi günü aslında sizin Ay ile bağlantınız sizin daha psişik yanlarınızı açabilir. Çünkü Ayın bir tarafı duygulardır, bir tarafı geçmiştir, bir tarafı atalarınızdır ama bir tarafı da astral alemdir.
Ay astral alemin bekçisidir orada. Astral aleme Ay sayesinde çıkarsınız. Siz pazartesi günü oruç halindeyseniz Ay ile bağlantınız güçlenir. O yüzden psişik bağlantınız artar.
Bedende Mars ne, kan. Siz oruç tuttuğunuzda Mars ile bağlantınız agresif bir şeyi oluşturmaktan ziyade varlığınızın ışığının fiziki ortama çıkıp kullanmakla ilgilenir. Aktivite demek Mars, ortaya çıkmak demek. Benliğini, varlığını öne çıkarmak demek. Buradayım demek Mars. Salı günü bunla daha yüksek düzeyde bir ilişki kuruyorsunuz.
Çarşamba günü oruç tutuyorsanız ilimle daha yüksek bir düzeyden bağlantı kuruyorsunuz.
Bir ay boyunca yaptıysanız bunu, bütün gezegenlerin özelliklerini daha yüksek bir düzeyde bedenleyebiliyorsunuz. Organlarınız gezegenler ve galaksilerle zaten bağlantılı ama bu sefer diğer başka bir işle uğraşmadığı için daha odaklı bir bağlantı kuruyor. Aynı anda iki iş yapmıyor; bir yandan ben bağlantı kurayım bir yandan yemekleri sindireyim, oksijeni şey yapayım. Fiziki işlerini de yapıyor ama minimal düzeyde. Oruç tutmanın gezegensel enerjilere uyumlanma konusunda bununla çok ilişkisi var.
Bunu paylaş:
İlgili
Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Bir Cevap Yazın