Satürn Retro karma, zamanla alakalıdır. Zamanla bağlantılıdır. 1.2. ve 3. varoluşun seviyesi zamanın yaratılışı anlamına geliyor. O yüzden Satürn genellikle zaman, geçmiş ve karma ile ilişkilendirilir. Daha doğrusu ektiklerimizle ilişkilendirilir. Satürn retroya girdiğinde geçmişte ektiklerinizin çok daha hızlı ekildiği bir zamana girilir.
Şu anda da öyle. Her şey yüzeye çıkıyor. Ülkede olanlara, durumlara bakarsanız, insanlar ektiklerini şey yapmaya başlıyorlar.
Güzellik ektiğimizde güzellik biçiyoruz. Satürn retro aynı zamanda güzel kalpliler için güzel zamanlardır. Geçmişte ektiklerimizin hızlı bir biçimde hasat edildiği zamandır. Satürn retro hasat dönemidir aslında.
“Olumsuz” duygulara zaman ayırmayın, girdiğiniz yerden anında çıkmayı tavsiye ediyorum. Çünkü çok güçlü bir gerçekleştirme gücünüz var bu zamanlarda. Satürn aynı zamanda sorumluluk, Dünyadaki insanlara karşı sorumluluğunuzun da arttığı bir dönem. Etrafınızdaki insanlara da bakıyorsunuz. Kimin neye ihtiyacı var? Görmeye başlıyorsunuz. Ondan sonra evet hadi bi el atalım diyoruz. Satürn aynı zamanda sorumluluğun da gezegeni.
Yapacağımız şey; yeni bir ekim yapmayı istiyoruz bu dönemlerde, ruhun ihtiyacı o. Ektiğimiz şeyler bir sonraki zamana kadar hızlı bir şekilde biçilecek. O yüzden bugünlerde bolluğu, sevgiyi, uyumu, barışı, yaşamı ekelim. Aynı Ölümsüz Üstatların söylediği gibi; yaşam, sevgi, uyum, barış ve mükemmellik. Bunları ekelim ve aynı zamanda bolluğu, ebedi gençliği ekebilirsiniz. Ekebildiğiniz kadar ekin bence.
MARS AKSİYON ALMAK, KONFOR ALANIMIZDAN ÇIKMAK ANLAMINA GELİYOR;
Tamam konfor güzel bir şey. Varoluş sürekli bir hareket halinde. Evrende hiçbir şeyin durmadığını görüyorsunuz. Duranlar bile hareket halinde. Masanın içindeki atomlar hareket ediyorlar, duruyor görünüyorlar ama. Evren hareket ediyor, en küçüğünden en büyüğüne evrende galaksilere kadar.
Bu hareketin içinde konfor alanı yaratıp orada keyfimize bakabiliriz. Ama hareket devam ediyor. O konfor alanını yaratıp o konfor alanından kendimizi dışarıya doğru çıkarmamız gerekiyor. Konfor alanını niye yaratıyoruz? Daha yüksek düzeyde bir hareket kabiliyeti sağlayalım diye. Nedir mesela? Konforlu bir ev hayal ettiniz. Arzunuz konforlu bir ev değildi aslında. Ruhun arzusu şuydu: bu konforunuzla ışığınızı daha fazla yaymak. Size konforlu bir evi ortaya çıkarmasının nihai arzusu bu.
Mesela bolluğu gerçekleştirdiniz. Bunu gerçekleştirmenizin arzusu daha fazla aksiyon alıp hareket edip Yaradan’ın çocuklarına daha fazla hizmet etmek için. Kardeşlerinize, yol arkadaşlarınıza daha fazla dokunabilmek için belki. O yüzden ruhun arzusu her zaman buraya geliş amacınızı gerçekleştirmek olduğundan Mars bunu sağlıyor aslında. Marsı bu açıdan en güzel gezegenlerden biri olarak görüyorum. Aksiyon almayı, ışığımızı yaymayı sağlıyor. Sıcak aynı zamanda, mücadeleci. Marsı en iyi anlatan kelimenin gayret olduğunu söylüyorum. Çaba, mücadele değil; gayret. Ben bunu yapmaya geldim.
Bitkiler konusunu ifade ederken, içmenizden öte inisyatik etkisini, yanınızda bulundurduğunuz da bile gösteriyor. Söylediklerim inisiyatik bitkiler. Özellikle atkuyruğu. Çok kadim bir bitki olduğunu söylemiştik Astro simya dersinde.
Eğer ekim işleriyle ilgileniyorsanız tavsiye ederim. Bahçeyi en fazla coşturan iki bitki var: ısırgan ve atkuyruğu. Atkuyruğu özellikle mantar dediğimiz, bitkilerin yapraklarında oluşan siyah siyah şeyler, ağaçlarda da oluyor mildiyo dediğimiz şey, pas hastalığı vs. bunlar mantarla ilgili. Bitkiye, yarım saat kaynatıp sıcak suda 3-4 saat demlediğiniz atkuyruğunu suyunu verdiğinizde mantarlar uğramıyor.
Isırgan da pestisit görevi görüyor, böceklerin gelmelerini engelliyor. Isırgan onları öldürmüyor aslında, Mars bitkisi olduğu için bitkinin bağışıklık sistemini geliştiriyor. Bu iki bitki tarlada, bahçede, çiçeklerinizde oluşanlara yardımcı olacaktır.
Şamanlar bitkilerini yanlarında taşırlarmış. Keselerin içinde bitkiler var. İçmiyorlar aslında onları. İnisiyatik etkileri olduğundan evinizde bile olduğunda bir bakıyorsunuz bir ağrınız geçiyor. Varlığınızda bir uyumlama yapıp birden oradaki blokajı kaldırma etkisi var. İçmenin de güzel etkisi olmasına rağmen bu tarafını da kullanmanızı tavsiye ederim.
Direnmemek çok önemli;
Bir şey hızla Olsun diyorsanız , bu şeye benziyor bu; tohumu toprağa ekip başında bekleyip haydi ne zaman çıkacaksın? Demeye benziyor. O tohum çıkacak bir şekilde toprağa ekildiyse. Başında beklemene, hani nerede kaldın filan sinirlenmene gerek yok. Toprağa tohumu ekip ha tamam bugün bu mu oluyor tamam, güzel.
Mars içe dönüp duygulara gömülmekten ziyade dışa dönüp bir şeyleri yapmayı istiyor. Mars aylarında içe dönmek çok fazla olmuyor, tam tersine sizi yoğunlaştırıp size iş çıkarıyor. Tamam o içe dönme zamanlarını aralarda yapabilirsin sen ama şimdi hareket zamanı. Topladığımız ışığı dışarı doğru projekte etme zamanı. Bu aralar içinde sen yine çalışmanı, meditasyonunu yapabilirsin. Şimdi hareket etme zamanı diyor Mars.
Şunu fark etmemizi sağlıyor Mars; kapalı bir alan yaratmışsak, bu kölelik de başka bir şey de olabilir. “Memnuniyet” vardı orada karşılıklı; kölelikten memnuniyet, sahiplikten memnuniyet. Bir yandan da evet ya tamam bunu yaptık ama biraz daha açığa çıkalım genişleyelimi getiriyor Mars. Buradan çıkalım. Mars özgürleştiriyor, başka bir yere getiriyor. Prens gibi yani.
Bu arada geriye doğru döndüğümüzde Güneş ile ilgili çok önemli bir çalışmayı tekrarlayayım: Sungazing-Güneşi izlemek bir yöntem. Gerçekten de çok güçlü yöntem. Güneş doğarken bir de batarken izlemek. Bu ikisinin de sandığınızdan çok daha güçlü etkisi var. O dönemde uykunuzda aldığınız enerjiden daha fazlasını alıyorsunuz. “Uyuyayım, biraz daha dinleneyim” diyorsunuz ya. Az bile uyuyup kalksanız, sungazingte, Güneş doğarken izleme ya da batarken izleme, ikisinde de enerjiniz 3-5’e katlanıyor.
Bir yandan da gerçekten de beyninize ışık giriyor. Gölge yanlarınıza hep ışığı projekte etmiş oluyorsunuz. Bu özellikle Güneş doğarken ve batarken oluyor. Güneş tepedeyken çok izlemenizi tavsiye etmem. Gözlerinize de iyi gelmez.
Sadece bununla yaşayanlar da var Dünya üzerinde, yemek yemeden, daha önce söylemiştim. Günde 20’şer dakikalık sungazing yapıyorlar doğarken batarken. Bir de moongazing de var. İsterseniz ayı da izleyebilirsiniz. O da güçlü bir etki. Güneşi izlemek, güneşi bilincimize almak için çok güzel bir yöntem. Bunu da tavsiye ederim. Uyuduğunuz zamandan daha fazla bir enerji varlığınıza akıyor.
Kaslar Mars ile bağlantılı;
Özellikle fitness, kardio olabilir; kardio biraz daha kalple ilgili. Özellikle kaslarınızı güçlendirecek çalışmalar Mars ile ilgilidir. Çünkü Mars gücünüzü tekrar geri almaktır. Mars eksikliğinde bedende kas sorunları, gevşemeleri vs. olur. Fasyaların yapışması, onların hepsi kaslar, yine Mars ile bağlantılı.
Mars aktivitesi yoga, meditasyon değil. Mars aktivitesi koşma, kaslarını güçlendirme, pilates, hatha yoga gibi bedenin stabilitesini güçlendirecek, sarsılmazlığını güçlendirecek egzersizler. Mesela yogada da savaşçı duruşu gibi Mars’ı varlığımızda artırıyor.
Bu süreci biliyorsak bedenimizde neyin eksik olduğunu biliyoruz. Kaslar ile ilgili konu olduğunda, zayıflamaya başladığında ya da kaslar özellikle fasyalar yapışmaya başladığında bedenin Marsın eksik diyor, güçlendir. Bunun için ne kullanacağımızı biliyoruz. Atkuyruğu bu konuda da çok iyidir. Sadece kemikler değil kaslar konusunda da çok iyidir, güçlüdür. Eklemler…Bunu da inisiyatik bitki olarak kullanabilirsin.
Atkuyruğunun demlenme şekli;
Demlenme değil kaynatma şeklinde. Çünkü bu bitkinin içindekiler kaynatma ile açığa çıkıyor. Yaklaşık 30 dk kaynatma 3-4 saat de içinde duruyor. Bazen geceden sabaha bekletirseniz bile olabilir.
Atkuyruğunu kullanırken aldığınız bitki kırk kilit otu olarak başka birinin topladığı bir bitki. Onları kullanabilirseniz. Gezerken bir yerlerde atkuyruğu bulursanız da su kenarlarında olur genellikle. Kendisi eğrilmemiş, Mayıs Haziranda toplanmış olanları alınırsa iyi olur. İçindeki mineral oranı çok fazla. Silika oranı çok fazla içinde. Silika oranı en fazla olan bitki atkuyruğu. 30 dk kaynatma ile 4-5 saat de bekletme şeklinde kullanabilirsiniz. Hafif kırmızıya yakın bir ton oluyor içtiğiniz şey. Erik suyu gibi kıvamda oluyor, renkte.
Atkuyruğu kırk kilit otu aynı.
Mars Don Kişot ile çok bağlantılı tabii. Mars kılıcını alıp değirmenlerle savaşıyor. Değirmenler ile savaşırken bazen yerdeki papatyayı görmüyor. Değirmenlerle savaşacak birileri lazım tabii. Don Kişot cesareti gösterir aslında. Don Kişotluk insanlar için “aptal cesareti” gibi gelir, hayır öyle değildir. Ne olursa olsun ben çıkacağım ve yapacağım demektir. Çıkıyorum kim ne derse desin, ışığımı yaymaya gidiyorum. Yakacağım ışığı, ha boş yere bir ışık olsa da yakacağım. Boş araziye bile olsa, o ışık dışarıya çıkacak.
Bunu paylaş:
Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.