Anima ve animus kavramlarını hayatımıza kazandıran Carl Jung’tur.
Astroloji haritalarında kadındaki animusu Güneş ve Mars ile görüyoruz.
Kadın’ın içindeki eril yapıya animus diyoruz
Her kadının içinde bir eril yapı var. Buna animus diyoruz.
Haritalarda animus’umuzu nasıl görüyoruz?
Kadının içindeki eril yapıyı Güneş ve marsımıza bakarak anlıyoruz.
Erkeğin içindeki dişil yapıyada anima diyoruz;
Bunu’da erkek haritasında Ay ve Venüs’te görüyoruz.
Kadının animus’unu güneş ve marsına bakarak,
Erkeğin içindeki dişil yapı yani Anima’sını Ay ve Venüs’üne bakarak değerlendiriyoruz.
Kadının animus’unu oluşturan kim? Tabiki babası
Erkeğin anima’sını oluşturan kim? Tabiki annesi
Dolayısıyla ilişki analizi yapmadan önce ilk yapılan şey kişilerin bireysel haritalarını ayrı ayrı incelemek. Önce kişileri çözmek lazım. Eğer kadının iç dünyasındaki animusu temsil eden Mars ve Güneş’te sorun varsa bu Mars ve güneş zararlı yerleşimlerdeyse, malefiklerden zararlı açılar alıyorsa, o zaman ne anlıyoruz, bu kadının içindeki eril enerji uyumu bozuk.
O zaman ne oluyor?
Kişi kendine bu bozukluğu yansıtacak kişileri hayatına çekiyor demektir. Aslında her şey senden sana.
Mesela içimizdeki eril enerjinin yıkıcı olduğunu nasıl anlarız?
Her an kavgaya hazırsan, herkes beni kıskanıyor, herkes benim düşmanım diye düşünüyorsan, eril enerjinde sıkıntı var demektir.
Aslında bu ikisinin uyumlu olması gerekiyor.
Erkeğin içindeki dişili anima’yı gösteren Ay ve Venüs yerleşimlerinde uyumsuzluk varsa o zaman ne anlıyoruz içindeki dişil enerji dengesizliğini yansıtacak kişilere çekildiğini görüyoruz.
Özellikle erkek haritasında Ay Plüto ile veya
kadın haritasında güneş plüto ile herhangi bir zararlı açıdaysa;
bu bahsettiğimiz konularda ciddi uyumsuzluklara yol açmaktadır.
Bu dengesizlikler zamanla kişilik bozukluğu, cinsel bozukluğuna, ya da çok farklı psikolojik problemlere yol açar. Bu da doğal olarak peşinden neyi getirir?
Sürekli tekrar eden ilişki problemlerini peşinden getirir. Hani derler ya hep aynı şeyi yaşıyorum, hep aynı tarz insanlar karşıma çıkıyor diye.
Kendinize Soru:
Sürekli boyun eğen bir tavırdasın ve sürekli şu cümleleri kuruyorsun;
“Tamam, sen nasıl istersen öyle olsun,
senin dediğin gibi olsun,
olur ben uyarım,
benim ne düşündüğümün pek bir önemi yok,
yani kısaca ne diyorsun karşı tarafa;
“Sen benden daha önemlisin” diyorsun değil mi bunları söyleyerek.
Burada denge bozulmuş mudur?
Kesinlikle denge bozulmuştur. Çünkü burada fazla dişil tarafa kaçmışsın.
Ancak sürekli kavga ve itiraz halindesin, o zamanda fazla erildesin.
Ya da örneğin son zamanlarda 5 dakika bile insanlar boş geçirmek istemiyor, herkes kaliteli zaman geçirmenin derdine düşmüş, aşırı yorgunluk, hani şöyle bir durup dinlenme yok, çünkü durup dinlendiği zaman kendini başarısız, boşa zaman harcamış gibi hissediyorsun ya, işte bunlar hep merkezimizden uzaklaştığımızı gösteriyor. Hep içimizdeki eril dişil uyumsuzluğunu gösteriyor.
Eril dişil uyumunu sağlamak için neler yapılabilir bunlarla ilgili yazılarımızın linkine aşağıdan erişim sağlayabilir ve paylaşabilirsiniz;
Kurs Önizlemeleri
Bunu paylaş:
Ucretsizegitimal sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.